Kurgusu iyiydi ama yazarın bu kurgu kullanamamasından dolayı karakterler ve olaylar sönük kalmış. Halbuki On Küçük Nefes gibi güzel bir kitap olmasını umuyordum. Daha merak uyandırıcı, heyecanlı, 'bir şeyler vaat eden' türden bir dil isterdim. Anlatılan dünya ve o dünyada ki karakterler bende pek oturmadı.
Evangeline'in bir vazoyu kırmasıyla başlıyor her şey. O vazonun sahibi Sofie ile tanışıp anında başka bir şehre gitmesi (Olayın garipliğine bakar mısınız? Eva'nın saflığının başka bir şeye döndüğünü anladığım anlardan biri bu. Yani kitap boyu bu tip davranışlarla karşılaşacaksınız.Dikkat!) ve o şehirde öğrendikleri o kadar hızlı oldu ki 'ne oluyor ya' dedirtti. Ve sonra rüyalarındaki(!) çocuk Caden. Tahmin edersiniz ki Eva ona aşık oluyor ama kitap boyu aralarında ki bağı benimseyemedim. Bir şeyler eksikti. İlk kitap olmasından dolayı da olabilir bu söylediklerim. Devam kitaplarını okumam asla dedirten bir beğenmeme söz konusu değil. Çünkü sonunda gerçekleşen olaylar diğer kitaplar da neler olacağını merak etmemi sağladı.
Bu arada yabancı yayınlarına hayranım şu orijinal kapakları yüzünden. Ve çevirmenlerine. Umarım hep böyle devam eder..