Lizbon'a Gece Treni

8 puan

Yakın Portekiz tarihi, kuvvetli seyahat betimlemeleri ve yaşam felsefesiyle bir kaçış romanı ya da arayış. Bakış açısına göre kendinden kaçış ya da kendini arayış. Bir açıdan da katmanlı bir eser. Prado karakterinin yazdığı kitap ve mektuplar iç katman, bunun peşine düşen Raimund "Mundus" Gregorius'un arayışı üst katman. Prado'nun mu yoksa Gregorius'un mu yalnızlığı daha çok dokunuyor insana bilemiyorum. Diğer yandan Gregorius'un sıkça sorduğu gibi hayatın boşa harcanıp harcanmadığını okuyucu da sık sık kendine soruyor. Yine de bir kelime ile her şeyi bırakıp bir anda çekip gidebilmek müthiş bir şey. Sırf bu yüzden bile, Prado'yu ölümünden sonra tanımış olmak bile o hayatı değerli kılmaya yeter bence.

Müthiş bir hafızaya sahip olan karakterler oldukça derinlikli, kanlı canlı hissi veriyorlar. Örneğin Prado'nun Oğuz Atay karakterlerini anımsatan bir hüznü ve dünyanın geri kalanına uyum sağlayamama hali var. Gregorius ise bir çoğumuz gibi hayatı belli bir kalıp içinde sürdüren çoğunlukla hayatı ıskalamış biri. Kişisel olarak çok saygımı kazanan bir karakter de Joao Eça oldu.

Dil olarak biraz ağır ama düşündüren türden bir ağırlık. Ucu açık bir tür finale sahip fakat genelin aksine benim merak ettiğim tek şey Coutinho'nun vedalaşırken sorduğu sorunun cevabıydı.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »