http://kitaphayvaniningunlugu.blogspot.com/2012/08/kitap-yorumu-melez-jennifer-l-armentrout.html
Alex'e merhaba deyin! Tam adıyla Alexandria. Ama isminin kısa versiyonunu kullanmayı tercih ediyor. Alex, bir Melez. Evet, o Yunan Tanrılarının soyundan geliyor. Yani Hematoi ırkından. İki Hematoi'nin çocuğuna Safkan, Hematoi'yle bir insanın çocuğuna ise Melez deniyor. Alex'in annesi de bir Safkan, elbette bu durumda babası insan oluyor. Ama babasıyla hiç tanışmamış.
Alex, on dört yaşındayken annesi tarafından zorla denebilecek bir şekilde Akit'ten alınarak insan dünyasına karışmış. Akit, Safkanlar ve Melezler'in beraber eğitim gördüğü, dış dünyadan soyutlanmış bir adada yer alan bir tür okul. Burada Melezler, ya Safkanlar'ı korumak için Muhafız olarak yetiştiriliyor ya da iblisleri öldürmek üzere Avcı oluyor.
Üç yıl boyunca annesiyle beraber geçmişinden uzak yaşayan Alex'le bir iblis kovalamacası sırasında ilk kez karşılaşıyoruz. İblisler, Melez ve Safkanlar'ın kanlarında bulunan, Safkanlar'da daha çok olan, "eter" adlı maddeyi içerek beslenen şeytani yaratıklar. Bir İblis, yine bir Safkan'ın dönüştürülmesi sonucu oluşuyor. Annesi bu İblisler tarafından gözleri önünde öldürüldükten sonra Alex, tüm gücüyle yaratıklarla dövüşmeye devam ediyor. Elbette onun da bir sınırı var, Akit'te eğitim görmüş olmasına karşın üç yıl boyunca bu eğitimden uzak kalınca onların tamamen hakkından gelmesi imkansız. Tam bu sırada imdadına Aiden yetişiyor. Alex'in Akit'ten tanıdığı, siyah saçlı, gri gözlü ve yakışıklı Aiden onu kurtarıp okula geri götürüyor.
Aiden bir Safkan, aynı zamanda bir Avcı. Ve Alex, kesinlikle ondan çok hoşlanıyor. Hem de çok uzun zamandır. Ama şöyle bir sorun var ki; Melezlerle Safkanlar arasında ilişki yasak. Şüphesiz ve kati bir suretle.
.
Açıkça söylemek gerekirse, Melez'in büyük bir kısmı bana Vampir Akademisi serisini hatırlattı. Sanki oradaki Moroilerin yerini Safkanlar, dampirlerin yerini Melezler almış gibiydi. Üstelik keşke bunlarla sınırlı olsaydı. Aiden'ın, Alex'in eğitimini üstlenmesi Rose-Dimitri ilişkisine birebir çağrışım yaptı. Bu durumda İblisler de Vampir Akademisi'ndeki Strogoiler gibi göründüler gözüme. Hattâ Safkanların dört elementten birini kullanabiliyor olması üzerine tuz biber ekti. Bu yüzden ilk sayfalarında biraz göz devirdiğimi itiraf ediyorum. Fakat yavaş yavaş hikayenin içine çekilince bu benzerlikler görünmez hale geldi. Yazar üzerine bir de kurguya artı şeyler ekleyince tadından yenmez oldu.
Mesela; Apollyon miti. Apollyonlar Tanrılar tarafından seçilmiş Melez ya da Safkanlar. Onlar, dört elementi birden kullanabiliyorlar. Ekstra olarak beşinci elementi de bünyelerinde barındırıyorlar. Bir Avcı'dan çok daha çevik ve hızlılar. Kısacası Süper Yunan Ninjaları diyebiliriz. (Sanırım bu tabiri az önce uydurdum.) Her bir ömür boyunca bir Apollyon dünyaya geliyor. Alex'in dönemindeki ise Seth. Seth'in kitaba dahil olmasıyla hikaye kesinlikle daha eğlenceli bir hal aldı.
"Bir daha bu kadar salakça bir şey söylersen seni uykunda boğarım."
Altın kaşları kalktı. "Küçük Alex, birlikte yatmamızı mı teklif ediyorsun?"
O sonuca nasıl vardığına hayret etmiştim. Havluyu indirdim. "Ne? Hayır!"
"Yatakta yanımda yatmadıkça beni nasıl boğabilirsin ki?" Pis pis güldü. "Bir düşün bakalım."
Her sevdiğim kitapta (dişi içgüdülerim sağ olsun) bir erkek karaktere bağlanırım. Ama kesinlikle "bir" tanesine. Ama Melez'de Aiden ve Seth arasında karar vermek hayli zor oldu. Lâkin ne yalan söyleyeyim; Seth daha üstün geldi. Ne de olsa o Apollyon ve şey... sarışın.
Melez, Yunan Mitolojisi'ni günlük hayatı başarıyla harmanlamış, güldüren ve heyecanlandıran bir roman. Melez Sözleşmeleri serisinin devam kitaplarının çok daha iyi olacağı kitabın sonlarında net bir şekilde hissediliyor. Ve neyse ki, serisinin ikinci kitabı Safkan DEX'den çıktı bile!
Kapak görsellerine hayran kaldığım bu seriyi samimiyetle öneriyor, beklentilerimi boşa çıkarmamasını diliyorum.