Metaforik ve lirik anlatıma zaman zaman başvuran, daha açık bir anlatım var bu kitapta. Bunda kendi tarihine inme, kendi köklerini arama, kendi hayatını temize çekmenin de payı var sanırım. Belki o yüzden daha sade. Ancak eski tarzı sevenlerin fark edeceği eskiden de yer yer izler var. Özellikle sayfa 158 deki Suna'ya mektubun olduğu bölüm, Nazan hoca'nın eski tarzının bariz hissedildiği edebi lezzeti yüksek bir bölümdü. Bir zamanı arka planına alarak, yer yer hatıratı andıran bir anlatımla yapılmış mutsuz, buruk bir hikaye ama tevekkül dolu ve isyandan uzak oluşu etkileyici. Güzel ve akıcı bir anlatım, bir Nar Ağacı olmasa da Nazan Bekiroğlu romanıysa eğer, elbette okunur.