http://kitaphayvaniningunlugu.blogspot.com/2012/09/kitap-yorumu-obsidian-jennifer-l.html
Melez Sözleşmeleri serisinin yazarı Jennifer L. Armentrout yepyeni bir seriyle karşımıza geliyor. Lux serisi, son bilgilere göre 5 kitaptan oluşacak. İlk kitabı Obsidian, tarafımca iki günden daha az bir sürede bitirildi. Hemen söyleyeyim, kendini okutturan bir kitap. Öyle ki tüm gün boyunca okuma isteği içindeydim, dışarı çıkmasaydım büyük ihtimalle bitirene kadar okuyor olacaktım.
Obsidian'da "alien" yani "uzaylı"larla tanışıyoruz. Ama bunlar bizim bildiğimiz yeşil, tuhaf gözlü, bol uzuvlu yaratıklardan değiller.
Kitabın ana karakteri ve anlatıcısı Katy Swartz. Katy bir kitap blogu yazarı. Biraz asosyal ama fedakar bir kız. Örneğin, sırf annesi kanserden ölen babasının hatırasından uzaklaşsın diye yeni bir kasabaya taşınmayı kabul etmiş. Hem de çok sevdiği Florida'dan hiçliğin ortasındaki West Virgina'ya.
Yeni taşındıkları küçük şehirde, Katy, annesinin de tavsiyesiyle, marketin ve çiçek alabileceği bir yerin yol tarifini sormak için kendi yaşlarında bir kız bir de erkek çocukları olan yan komşuya gidiyor. Orada ilk gördüğü kişi kardeşlerden erkek olanı oluyor. Daemon Black. Daemon, Katy'le ilk konuşmasında, onunla bol bol alay ediyor, sinir bozucu tavırlarla kızcağızı çileden çıkarıyor.
Sonraki günlerde Katy, Daemon'un kız kardeşi ve ikizi Dee'yle de tanışıyor. Dee'yle giderek birbirlerine ısınıyorlar. Yalnız hem Dee, hem de Daemon'da tuhaf bir şeyler var. Bu tuhaflıkları fark etmek Katy'nin pek zamanını almıyor.
Katy, yazın geri kalan günleri boyunca bu iki kardeşle hayli çok zaman geçiriyor. Fakat biriyle geçirdiği bu zamanlardan o kadar keyif aldığı söylenemez. Daemon, açıkça söylemek gerekirse tam bir pislik gibi davranıyor. Katy'i Dee'den uzaklaştırmaya çalışıyor, kızı terslemeden durmuyor. Ancak bazen de Katy'le yakınlaştıkları oluyor.
Obsidian'daki Katy & Daemon diyalogları kitabın ilk yarısını götüren etkenlerdendi. Çünkü genel olarak bakıldığında kitabın klasik bir konusu var. İnsan kız ve doğaüstü çocuk. Çocuk kızı kendinden uzak tutmaya çalışıyor falan filan. Tabii Obsidian'ın farkı diğer kitapların aksine Daemon'un insanı sinir eden ama aynı zamanda benim gibi kötü çocuk meraklılarının içinin yağlarını eriten cinsten tavırlar takınması.
Katy'nin, Daemon ve ailesinin ne olduğunu anlaması kitabın yarısına kadar mümkün olmadı. Bundan sonrası ise çok daha eğlenceliydi.
Yukarıda da belirttiğim gibi Daemon, Dee ve diğerleri bizim dünyamızdan değiller. Onlar Lux gezegenindenler. Ve memleketlerinin onlara kazandırdıkları bazı güçlere sahipler. Luxenlar ışığın yaratıkları. Bir de düşmanları var bu uzaylılarımızın. Onlar da gölgenin yaratıkları. Kitabın kötü adamları elbette onlar oluyor.
Obsidian, ilk bakışta tipik bir genç yetişkin romanı gibi görünse de bu kitapta bir şeyler var. Ah, durun ne olduğunu biliyorum: DAEMON! Adı bile tüylerimi diken diken etmeye yetiyor. Daemon. Kibirli, sinir bozucu, ağzına geleni söyleyen, kendini beğenmiş, bir yaptığı bir yaptığını tutmayan, yakışıklı, seksi, Katy'nin deyimiyle "jerk" Daemon. Bu çocukta şeytan tüyü var. Belki de ailen tüyü. Tamam, fazla abartmayacağım. Ama sanırım âşık oldum. Bir kitap karakterine. Yine. Hele bir de kitabın sonunda Daemon'un perspektifiyle anlatılan bir bölüm var ki...
Pekâlâ, belirtmeden geçmeyeyim Katy'i de çok sevdim. Bir kere Melez Sözleşmeleri serisinin anlatıcısı Alex'in aksine beni çileden çıkarmıyor. Kız tam bir kitap müptelası. Aynı zamanda zeki ve cesur.
Evet, Obsidian'a bayıldım! Lanet olsun, Daemon, pisliğin tekisin ama seni seviyorum!
Ve ben de bir Daemon Black istiyorum.