ÇOK ŞÜKÜR Kİ BU İŞKENCE DOLU, SAÇMA KİTAP BİTTİ! Uzun zamandır bu kadar sinirimi bozan, bu kadar vıcık vıcık aşk sahneleri olan bir kitap okumamıştım.
Gül ve Avcı'dan sonra güzel bir kitap kapağı seçilebilmiş sonunda.
Kitabın tek güzel yanı Mert-Yasemin arasındaki geçenler diyebilirim. İlk kitaba göre onların aşkını da Tuna-Deniz kadar sıkıcı, insanı geren, bunalımdan bunalıma sürükleyen bir aşk beklemiştim ancak yazar sadece beni bu konuda yanılttı diyebilirim. Onları okurken gerçekten büyük keyif aldım. Yasemin sandığımdan tatlı bir şey çıktı. Mert'e de aşık olmak çok yakıştı. İkisinin arasında oluşan masum aşkı okurken çok keyif aldım. Ve burada kesinlikle iğneleme yapmıyorum, cidden hoşuma giden ve kitabı okutturan onlardı aslında benim için.
Yalnız Yasemin bir yerde beni acayip sinir etti. Mert'e "Senle birlikte olamam, çünkü Deniz üzgün." dedi. Kızım sen iyi misin? Onun en iyi arkadaşı olsan da sana ne kızın depresyonundan. Bırak üzüntüden harap olsun kendini yesin bitirsin.
Ancak geri kalan kısım tamamiyle çöp! Deniz sen ne kadar karaktersiz, ne kadar bencil bir s...ksün! İlk kitapta sinirdin, ikinci kitapta tiksindiricisin! Senin sonun aslında tamamıyla sürünmek olmalıydı. Ve süründüğün sahnelerde ben sadistçe zevk aldım. Tuna gerçekleri öğrendikten sonra Deniz'e "Keşke ölsen." dedi ya. O konuda Tuna'ya %100 katılıyorum. Kitabın sonunda keşke ölseydin Denizciğim :)
Tuna da ayrı bir pislik! Sözde sakinmişmiş. Hadi be! 653 sayfa boyunca köpürmediği tek bir yer yoktu. Ben her şeyi bilirim havaları da ayrı sorun. Gerçekten kasıntı, insanı her saniye uyuz eden bir karakterdir kendisi. Ve her sayfada Deniz ve yazar tarafından sırf hayranlar memnun olsun diye o kadar abartılı bir şekilde övülmüş ki gel de kitaptan iyice soğuma.
Kitapta Mert-Yasemin dışında Aydan karakterine bayıldım desem yeridir. Ama bir farkla. Ben önceki kitap için "Yazar kesin Aydan'ı gıcık biri gibi gösterip asıl çiftimizin arasını bozacak." gibi bir cümle kurmuşum. Ve haklı çıktığımı görmek beni gerçekten üzdü. Bence Aydan o kadar şımarıklığa rağmen Deniz'den kat be kat akıllı, olgun ve karakterli bir karakter bence. Hatta ben onun için bir hikaye bile yazdım.
Aydan bir süreliğine Tuna'yla çıkar, onu sever ancak Tuna yine kasıntılığını yaparak kızı üzer ve kızımız Londra'ya taşınarak kariyer yapar ve kendini toparlar. Bir süre sonra Türkiye'ye iş için mecburi olarak döner ve Tuna'ya bir şans daha vermek ister ancak Tuna'nın evlendiğini öğrenir ve başta onu geri kazanmak ister. Ancak Tuna onu geri çevirir, kızımız da Deniz gibi kendini hırpalamaz "Ne halin varsa gör!" der. Zaman içinde Tuna, Deniz'in gerçekte kim olduğunu anlar ve perişan hallere düşer. O arada Aydan'ın kıymetini anlar ve ona "Bana geri dön!" diye yalvarır. Ancak kızımız "Sana acıyorum,sen zavallının tekisin. Bunca şey yaptın ve ben sana geri döneceğim. Oldu paşam! Hadi ikile buradan!" diyerek Tuna'ya postasını koyarak İngiltere'ye geri döner ve bir süre sonra hayatının aşkını bulup evlenir ve çok mutlu bir hayata sahip olur. :)
Sonuç olarak büsbütünüyle berbat, büsbütünüyle sizi psikolojik olarak çökerten bir kitap. 4 puan sırf Yasemin-Mert için yoksa kitap 1 puancık. Bu kitapla artık Asude de benim için resmen bitti! Yazarı Gül ve Avcı, Katilimi Beklerken, Büyük Nefretler Aşkla Başlar hikayeleriyle hatırlayacağım çünkü onlar gerçekten güzeldi. Hele Gül ve Avcı benim için çok ayrı bir yere sahiptir. Geri kalan hikayeleri ne yazık ki hayal kırıklığı.
fazlasıyla katılıyotum yorumunuza . Bedava verseler okumayacağım bir kitap normalde.
Üzgünüm, sizin aylar önce yaptığınız yorumu gözümden kaçırmışım :( . O dönemlerde kitabı %25 indirimle almıştım, almaz olaydım. Okuduklarım beni baya delirtmişti. Sosyal medyada ister istemez bu kitaptan sonraki kitaplarından alıntılar gözüme çarpıyor. Yazarın bir gram bile değişmediğini görmek cidden üzücü.