İnsanlar ikiye ayrılır; birinci grup Pal Sokağı Çocukları’nı okuyanlar, ikinci grup ise Pal Sokağı Çocukları’nı henüz okumayanlar. Birinci gruptansanız sorun yok, eminim sizde benim gibi üç kere okumuşsunuzdur bu kitabı. Ama eğer ikinci gruptansanız şimdiye kadar boşuna yaşamışsınız demektir; ve dahası insan olma yolunda gelişiminiz yarım kalmış demektir; yarım bir insansınız demektir. Şimdi siz, bu kitap ne anlatıyor da bu kadar önemli kılıyor onu diyeceksiniz! Ama önemli olan bir kitabın ne anlattığı değil, bunu nasıl yaptığıdır; bunu yaparken size ne verdiğidir.
Kitap bizim dünyamızdan farklı bir şeyi anlatmıyor maalesef; son zamanlarda moda olan fantastik kitaplardan değil, ya da bir bilim kurgu kitabı! Kitap tam anlamıyla yaşadığımız dünyayı anlatıyor; tüm gerçekliği ve acımasızlığı ile. Aynılarını bizim de çocukluğumuzda yaşadığımız şeyleri anlatıyor!
Kitap iki farklı mahalle çocuklarının oyun oynadıkları arazi parçası için birbirleriyle savaşmalarını anlatıyor; yani bir “mahalle kavgasını” (size tanıdık geliyor mu?)! Ama büyüklerinin yaptıkları savaşlar gibi, çocukların savaşı da trajik bir olaydır ve hangi şekilde biterse bitsin bir savaş ‘mutlu sonla’ bitmez! Kazandığımızı zannetsek de aslında kaybettiğimiz şeyler zaferimizi gölgede bırakır. Savaş alanında kazanan da kaybeden de birdir; öyleyse savaşmak niye, sonunda uğruna savaştığımız toprak parçasından başkaları kazanç sağlayacaksa!
Pal Sokağı Çocukları, adından da anlaşılacağı gibi bir çocuk kitabı; ama çocuk kitabı deyip geçmeyin, yüzyılın en iyi çocuk kitabı! Sizi fantastik bir dünyaya değil, her şeyiyle gerçek bir dünyaya götürecek ve burada arkadaşlığın o gerçek ve sonsuz duygusunu yaşayacaksınız; kavgalara ve ihanetlere şahit olacaksınız; ölümü ve kaybetmeyi yaşayacaksınız ve sonunda göz yaşlarınıza hakim olamayacaksınız!
Yaşınız kaç olursa olsun, 10-20-30-50, eğer şimdiye kadar bu kitabı okumadıysanız hemen gidip alın! Yoksa yarım bir insan olarak mı kalmayı tercih edersiniz?
http://solsoledo.blogcu.com/pal-sokagi-cocuklari/676012