Toprağın çocukları tabirini en çok Afrika kıtasında yaşayanlar hak ediyor sanırım. Achebe insanı adeta bir zaman yolculuğuna çıkartıp o bakir toprakların ortasına bırakıveriyor. İnanılmaz gelen gelenekleri, düzenleri, toplumsal kuralları ve yaşamlarıyla “medeniyete!!” direnemeyip gittikçe parçalanan klanları öylesine yalın bir dille aktarmış ki adeta Okonkwo’nun kulübesinde onun ağzından hayatını dinliyormuş hissi veriyor. Bir toprağın dilini en iyi o toprağın ekmeğini yiyen anlıyor gerçekten.