Yazarın kızı 28 yaşında porfiri hastalığının ortaya çıkmasıyla hastaneye kaldırılır. Kızının başında beklerken, ona neyin iyi geleceğini çok iyi bilen biri eline kağıtları tutuşturur ve ''Yaz Isabel' der. Böylece Allende, kızına söylemek istediklerini ve kızının unutmuş olabileceği her şeyi yazar. Kızı uyanırsa hafızasını yitirmiş olacağından Allende ona kendi hayatıyla ve kızının hayatıyla ilgili her şeyi yazar. Yazarın hayatı o kadar katmanlı ve renkli ki çok şaşırdım. Bir ömre yaşanacak bu kadar şeyin sığması güzel. Tabi bir kadın için biraz fazla müstehcenlik var ve tabi ki bu beni rahatsız etti, bir insan kızına böyle şeylerini de anlatmalı mıdır diye. Ama müstehcen yerleri çıkardığımızda karşımızda mükemmel bir kitap var. Isabel Allende'nin ailesi de çok ilginç. Adetleri, konuşmaları, kültürleri bence çok farklı. Bu kitap bir ülkenin darbe sonrası yaşadığı birçok korkunçluğu gözler önüne serdiği gibi, bir insanın bir anda hayatının nasıl değişebileceğini, bir adamın küçücük bir çocuğu kandırıp onun küçücük bedeninden nasıl faydalanabileceğini, bir aşkın insanı ne kadar yanlışa, başka bir aşkın ise ne kadar doğruya götürebileceğini, iyi bir insan olmanın zor olmadığını, torunların dünyasını renklendirmek için evin birkaç yerine sahte haritalar ve tuhaf nesneler koyacak kadar düşünceli bir büyükanneyi barındırıyor. Tabi bu anlattıklarım okuyacaklarınıza birkaç değinmece. Bu kitabı tavsiye ederken bir an bile gözümü kırpmam.