Ramtha! Literatürde daha yüksek bir enerji boyutundan gelip J.Z Knight 'ın bedenini kullanarak insanlığa bilgi aktaran bir varlık olarak geçiyor. Doğruyu söylemek gerekirse bu kısmı beni pek ilgilendirmiyor. Çünkü insanların dikkatini kendi söyleyeceklerine çekmesi için uygulanabilecek en çekici, mistik, gizil olan ve insanlarca her zaman kucaklanan kurgulardan biri olduğunu çok öncesinden (M.Ö- M.S) biliyoruz. Kendi çağlarının ganimet paylaşımcıları olan yol göstericiler ile düzenlediği sempozyuma katılım bedelinin 1000 dolar olması arasında da hiç bir fark yok. Bu kısım da beni ilgilendirmiyor.
Zaten insanlığın kendi içinde yarattığı çöküşün zifiri karanlık boyutundan bireylerin kendi kendini ancak "tekamül" yoluyla çıkarmasının mümkün olduğu gün gibi aşikar. Harıl harıl kitaplarını okuduğumuz Carl Gustav Jung, Hermann Hesse evrenin derinliklerine akan kozmik nehirde öz benliğe, her şeyin özüne, bütünlüğe ulaşma yolunda, kendi benliklerini, insanın karmaşık yapısından ayrıştırarak ve bunları pratiğe indirgeme yöntemiyle tanımlayarak yola çıkmadılar mı? Evrenin doğrusu tekti. Yansıması doğaydı. İkilemler, bölünmeler ise evrenin doğasına değil ilkel benliğe hizmet ediyordu. Doğanın yapısından kopmayıp cismani varlıklarının ötesinde görünenin ardındaki görünmeyene ulaşmaya çabalayıp insanlığı uyandırmak için ne Tanrı'nın sesi deyip ne de başka bir enerji boyutundan size sesleniyorum demeyi lüzum görmeden, bireysel tekamüllerini sembolik anlatımlarla bu Kozmik Nehire atıp, "Olma"nın bir gün gelecek olan vakti için kendi ilahi, tılsımlı tohumlarını bu nehre serpmediler mi?
Olmanın vakti, insanlığın bu gezegende yarattığı kendi çöküşünün ancak kendisinin idrak edebileceği süperbilinç düzeyine; bağımsız, bireysel bir algı düzeyinde düşünmesiyle başlamayacak mıydı? Hepsi aynı şeyi farklı hikayelerde anlatıp dile getiriyordu; Calvino, Marcel Proust, Albert Einstein, Rudolf Steiner, Stefan Zweig, Krishnamurti, Lao Tzu...
İşte Ramtha'nın Eşruhlar kitabında tekamül yoluyla ne söyleyeceklerini merak ettim. Büyük ustalardan üslup olarak farklı olsa da öz farklı değildi. Analizleri güçlü. Eğer "Tek birin (Akıllı Tasarım)" bölünmüş parçalarıysak ve o "Tek birin"bir yansımasıysak ben, sen, hepimiz "o tek biriz". Fakat Ramtha'nın bence yanılgıya düştüğü en büyük nokta süper bilince doğru tekamülün uzunca bir süreç gerektirmesini bildiği halde başlangıç noktasını süper bilinç noktasından ele almasıydı. Belki de bir şok dalgası ve dikkatleri yoğunlaştırarak üzerine çekme taktiği uyguladığı bir yöntem olabilir.
Hepsinin ifade ettiği gibi dünyadaki yolculuğumuzda edindiğimiz muhteşem güzel deneyimlerimizin temelinde hep yalnız olduğumuz olgusu ve tüm çabanın tekamülle Ben'e ulaşmak olması gerektiği idi. Toplumsal bilincin yarattığı illüzyondan sıyrılıp sağlıklı düşüncenin temelleriyle insanın kendi bireysel gücünü kendi eline almasının gereği; spiritüal süreçte kendi içinde yükselen seslerin, zihinde oluşacak vizyonların, doğanın, evrenin ritmiyle bir atacak ritimlerinin doğal sonucu olarak bugünkü kabuklarından sıyrılıp ilkel benliğe geri dönüşün asla bir daha gerçekleşemeyeceği bir başkalaşıma "Gerçek Öze, Öz Benliğe" doğru yelken açacak oluşlarıydı. Bana göre evren "sevgi" üzerine inşa edilmiştir. Ve şimdiye kadar okuduğum bütün ustaların ruhları da, yürekleri de Öze doğru akmanın tek şartının "Kendi Benliklerine" doğru yapacakları bu yolculukta içe dönüşün gereğini ve direnmemeyi muhafaza ediyordu. Karanlığın ve korkuların ardında gizlenen o yere giden tek yol buradan geçiyordu.
Bence okunmaya değer güçlü bir başka ses.