Çok ama çok iyi bir kitap.İlk okuduğumda sevmiştim kitabı ama kitabın değerini şimdi şimdi anlıyorum. Okuduğunuzda üzerine pek düşünmeyeceğiniz, sürükleyici bir macera romanı hissine kapılabilirsiniz en başta tıpkı benim kapıldığım gibi, ama üzerine biraz düşünürseniz ne kadar dolu bir eser olduğunu anlarsınız.
Tek başına adada kalan bir adamın hayatta kalmak için vahşileri öldürmesi, sonrasında yaptığının ne kadar doğru olup olmadığı konusunda kendisiyle tartışması, kendisini sorgulaması; diğer yandan inanca bakış açısı, tanrı sorgulaması, ve aslında biraz mecburiyetten tanrıya inanması, ona dua etmesi... Üzerinden çok zaman geçti, toparlayıp da yazıya aktaramıyorum tam olarak ama yazarın, benzer bir olayı -kitaptaki kadar uzun sürmemiş olsa da- yaşamış bir adamdan etkilenerek kitabı yazmış olmasına ilişkin anlatılan bir rivayete ve gazeteci olması sebebiyle de muhtemelen o adamın yaşadığı olayları araştırmış olma ihtimaline dayanarak ben, yazarın; ''şu adamın başımdan geçenleri anatayım, çok sürekleyici olur'' diye düşünmek yerine, tek başına adada kaldığı süre boyunca acaba ne yaptı, neler düşündü diye merak etmesi sebebiyle bu kitabı yazdığını düşünüyorum. Kaldı ki her ne kadar henüz okumamış olsam da isminden anlaşıldığı kadarıarıyla ^Robinson Crusoe’ nun Yaşamı ve Olağanüstü Serüvenleri Boyunca Ciddi Düşünceleri^ kitabı da benim söylediklerimi destekliyor sanki.
Evet güzel, sürükleyici bir roman ama ötesinde siyasi ve felsefik izler taşıyan bir kitap Robenson Crusoe.