Şu anda 140. sayfadayım. Kitabı pek beğendiğimi söyleyemem ama yine de okunuyor kendini okutturuyor. Sanırım henüz! beğenmeme nedenim kitabın çevirisi ve bir de Anna Karenina'dan sonra okumuş olmam. Onun dışında bazı olaylar çok oldu bittiye gelmiş ve bu olaylar da sonradan karşılaşacağımız olaylar. Bence akılda kalması için biraz daha söz edilebilirdi ama yine de kitabı bitirmeden kesin bir yargıya varamam. Belki anlatılacaklar içinde o kısımlar o kadar önemsizdir ki yazar bahsetmek istememiştir. Belki de yayınevi kitabı kısaltmıştır çünkü 548 sayfa ve yorumlardan birinde 1000 sayfadan falan söz ediyordu. Sanırım kitabın başka çevirilerini de okumak gerek.
-
Kitabı bitirdim, hakkındaki düşüncelerim de değişmiştir. Gerçekten güzel kitap ama keşke yayınevi çeviriyi güzel yapsaydı, yazım yanlışlarına da dikkat etseydi. Benim okuduğum kapak bu sitede yok ama iyi ki de yok yani çok yazım yanlışı vardı. Her neyse ben en çok Sonya'ya üzüldüm ve onun için ağladım bir tek. Diğer karakterleri sevemedim pek. Mariya özellikle en nefret ettiğim karakterler arasında Nikolay ile birlikte. Petya'ya da üzüldüm o da çok heyecanlı bir çocuktu. Yalnız Vera'dan pek söz edilmedi. Kont ölüce falan hani bir gelseydi baksaydı, onlar çekildi ortalıktan. Sonra Boris de kayıplara karışanlar arasında. Bilmiyorum belki yazar onları güzel bir şekilde çıkarmıştır aradan ama bu kısaltılan kitap olduğu için atlanmıştır.