Kitabımızda, Mardin'in öfkesiyle dillere destan, Ayaz ağasının, amca kızı Kader'e neredeyse saplantı derecesine varan aşkını okuyoruz, aralarında altı yaş var ve Ayaz, Kader'in doğduğu gün, onu gördüğü anda kıza vurulmuş, yıllarca, Kaderin büyümesini ve reşit olmasını beklemiş, kitaba başladığımızda Kader bir lise öğrencisi , bir olay sonucu evleri yandığı için, bir süreliğine amcasının konağında yaşamak zorunda kalıyorlar ki bu aynı zamanda Ayaz'ın yaşadığı konak oluyor, ayrıca bu yangının arkasında Ayaz var mı yok mu oda bir süre kafalarda soru işareti olarak kalıyor...
Ayaz, kız kendisine bu kadar yakın olunca, ona olan aşkını derin sevgi sözcükleriyle,dokunuşlarıyla anlatmaya çalışıyor, adam ağaların romeo'su neredeyse :) ama kızımız çok narin, kafası yerden kalkmayan, beni deli eden saflığın dağ başını aşmış hali, ne bileyim insan biraz sıcaklık duyar, bir iki güzel bakar, ama yok, Ayaz bağırdıkça bu tırsıyor, tamam Ayaz biraz deli hatta bayağı deli, kız da zaten adamın hort zort bağırmalarından tırsıyor, ama adamı kışkırtmaktan da geri kalmıyor, bir Hakan olayı vardı ki orada ortalığı yatıştıracağım diye Ayaz'dan gizli yaptığı şey çok saçmaydı, bende Ayaz'ın yerinde olsam farklı davranmazdım , ille Ayaz'ı haklı çıkaracağım :))
Bizim kız ,yıllarca adamın yüzüne bakmamış, bir bellemiş ben seni abi gibi görüyorum, hay görmez olaydın adamı yedin bitirdin :) gerçi sonradan aklı başına geldi ama şu utangaçlığı suyunu çıkardı..
Aslında güzel bir kitaptı, ama kurguya bakacak olursak kitabın bu kadar kalın olmasına hiç gerek yoktu, hele sonlara eklenen yıllar yıllar sonrası kısmında biraz sıkıldım açıkçası..
Özellikle bu kitap için söylemiyorum ama okuduğum bir çok kitapta şöyle bir sorun var, özellikle konusu doğuda geçen kitaplarda, kadın karakterleri saf ve masum göstereceğim diye aptallık sınırına doğru itekliyorlar, aradaki ince çizgi çoğu zaman geçiliyor maalesef :(
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/