Sen Yokken

5 puan

Yoruma başlarken kendimi insaflı olmak adına uyarıp durdum; ama sivri dilli biri olarak bunu pek başaramayacağımı biliyorum.

Yazarın ilk kitabına gör daha ince bir kitaptı. Hemencecik okunup bitirilen cinsten.
Kurgu çok enteresan olmamakla beraber fena da sayılmazdı. Benim asıl takıldığım mesele yazarın konuyu işleyiş biçimiydi.

Öncelikle kitabın konusundan bahsedeyim.
Çiçek ve İpek kardeş gibi büyümüş iki dosttur. Çiçek kanser olduğunu öğrendiği günlerde bir bebeği olduğunu da öğrenir. Ve her ne pahasına olursa olsun bebeği doğuracaktır. Öyle ya da böyle öleceğini biliyordur genç kız.
Geçen süre zarfında İpek'i duruma hazırlamaya çalışarak bebeğini can dostuna emanet eder.
Doğumdan bir ay sonra da ölür.

Genç kızın vasiyeti üzerine İpek kendisine bırakılan adrese giderek bebeğin babasını bulur. Tek isteği adamın çocuğa soyismini vermesidir. Bebeğe arkadaşına söz verdiği gibi kendisi bakmak niyetindedir. Lakin olaylar pek de onun umduğu gibi gelişmeyecektir.

Çiçek arkadaşına söylemese de bebeğin babası Cemal'i hastalığından ve bebeğin varlığından mektuplar vasıtasıyla haberdar etmiştir.
İpek'in sandığının aksine adamın çocuğu ona bırakmak gibi bir niyeti yoktur.

Cemal ve İpek ikilisi böylelikle birlikte Duygu'yu büyütmeye başlarlar. Bu beraberlik elbette zamanla boyut değiştiriyor.
İkili arasında bir küs bir barışık, tutkulu bir aşk başlıyor. Ve elbette yazarın klasiği mutlu son...

Diyeceksiniz ki sorun bunun neresinde? Şöyle ki, beni en çok rahatsız eden şey kesme işaretinin ısrarla kullanılmamasıydı evvela. Nasıl mı?
Özel isimler sürekli 'Çiçeğe, İpeğe' tarzında yazılmıştı.
Bunun dışında yazarın anlatımda birinci tekil şahıs mı yoksa üçüncü tekil şahıs mı kullanması gerektiğine karar veremeyişinin karmaşası vardı.
Birinci tekil şahıs anlatımla başlayan bölümün arasında bir bakıyorsunuz üçüncü tekil şahıs anlatıma geçilmiş.
Aynı zamanda zaman karmaşası da vardı anlatımda. Şimdiki zamanla anlatılan bir bölümün ortasında geçmiş zamana falan geçilmişti.

Yazara sorsanız kitabı birinci tekil şahıs anlatımla yazdığını söyler; çünkü bölümler bir İpek'in bir Cemal'in ağzından anlatılıyor. Ki bu da okuduğum kitaplarda beni rahatsız eden başka bir durum.


Bu kadar çok hatayı bir arada görünce ön sayfayı çevirip kitabın editörünü kontrol etmeden duramadım.
Editoryal anlamda kitap tam fiyaskoydu bence. Türk Dili ve Edebiyatı mezunu hangi insan yukarıda saydıklarıma dikkat etmez ki? Ben bile bu bölümle hiç alakası olmayan bir mühendislik dalı okuduğum halde bu kuralların farkındayım. Kaldı ki ciddi anlamda yayıncılık yapan insanların bu konuda çok daha dikkatli olmaları beklenir.
Bu konuda yazarı mı yayınevini mi sorumlu tutayım bilemedim.
Olimpos Yayınları bu anlamda benim açımdan sınıfta kaldı.
Yazarın ilk kitabı Şimdi Benimsin kurgu bazında hayal kırıklığına uğramama neden olmuşsa da yukarıda saydığım hatalar o kitapta yoktu. Sen Yokken'in ikinci kitap olması ayrı bir ironi de ayrıca!

Neyse efendim sonuç olarak benim bu kitaba puanım 5...
Keyifli okumalar

11 yıl, 8 ay

Yorumlar
« geri ileri »

1 ile 1 arası yorum gösteriliyor, toplam 1 yorum.
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

bu kadar harika bir yorum olamaz.Yazarın şimdi benimsin kitabında da bir kızın bir adamın ağzından aanlatıyordu her paragrafta böyle bi şey olunca ismini koyamadığım bir anlatımm bozukluğu vardı.Konuya tam kendinizu veremiyorsunuz.Bende de ve kitabı okuması için verdiğim herkesde aynı hissi uyandırdı ve günlerce bu kitabın editörü kim yahu diye hayıflandım

11 yıl, 2 ay     
« geri ileri »