Çoğunluğun aksine ben bu kitabı sevdim. Belki de bunun nedeni Louisa Clark'ın sevdiğim karakterlerden biri olması ve bu kitapta onun nasıl Will'den sonra kendi yolunu bulmaya çalıştığını okuduğumuzdur. Kitap hem hüzünlü hem de neşeliydi. Ama Will'in ardında bıraktığı o izin burukluğu sanki kitaba tamamıyla yayılmıştı ve her sayfasında kendisini hissettiriyordu. Lou'nun yaşadığı her sıkıntı yada güzel olayda verdiği tepkiler, düşünceleri ve hisleri o kadar içten ve gerçekçiydi ki... Ve hayatın sadece mutlu anlardan ibaret olmadığını, hayal kırıklıklarının, acıların ve bunların yarattığı üzüntünün aslında çok doğal olduğunu, insanın her şeye rağmen yoluna devam etmesi gerektiğini ve hayatın ancak bu şekilde tam anlamıyla yaşanabileceğini aşk, aile ilişkileri ve insanların kişisel sorunları.üzerinden anlatan yazar çok iyi ve etkileyici bir iş çıkarmış demekten başka bir şey düşmüyor bana.