Giriş kısımlarında gayet sıradan gelen kitap, ilerledikçe derinleşti ve anlam buldu. İlk başlardaki okumam bir roman okuması gibiydi ancak ilerledikçe yaşanan olaylar, karakterlerin kişilikleri, betimlenen duygu durumları insanlık ve dünya için uyarlanabilecek bir modelmiş, bir simülasyonmuş gibi gelmeye başladı ve okumayı böyle bitirdim. İçgüdüler, şiddet arzusu, kontrolsüzlüğün götürdüğü nokta, mantığın gerekliliği, iyilik, kötülük gibi gibi çok derin anlamlar buldum şahsen. Kitabın sonundaki incelemede çevirmen Mina URGAN bu kitabın roman değil alegori olduğu söyleyip, simgesel anlamları olan bir öykü olarak tanımlamış. Bu tanımı kesinlikle çok doğru. Çok beğendim. Nobel'i hakkıyla almış. Tavsiye ederim.