https://illekitap.blogspot.com/2020/03/askn-nur-karatas-soguk-kar-tanesi-soguk.html
Aşkın Nur Karataş'ın uzun zamandır elimde olan kitabına başladım. Dediğim gibi Türk yazarları eritmek adına onlara ağırlık veriyorum şu sıralar, bu yüzden de bu seriye el attım. Serinin ilk kitabıyla karşınızdayım.
Öncelikle yazarın kalemi, yormayan, sıkmayan ve akıcıydı. Okurken yorulmadım ki yoğun iş günlerinin ardından iyi gitti.
Kitabın konusuna kısaca değinmek gerekirse; ailesini kaybetmiş Zaina, amcasının yardımıyla ülkesindeki savaştan kaçarken Rus adamların eline düşer. Orada kadın ticaretiyle uğraşan bir adamın elinden kaçarken daha da beteri olan ve Rusya'nın belki de en kötü adamı olan Nikolay Sokolov'un radarına takılır. Her ne kadar Nikolay, Zaina için bir kaçış noktası olsa da onu elinde tutan ve serbest bırakmayan Nikolay için durum başkadır. Nikolay ve Zaina arasındaki yakınlaşma, aralarındaki cinsel çekim ve sonucunda karşı koyamamalar ikili arasında filizlenmeye başlayan aşkı da iyice körükler. Ancak çok büyük bir sorun vardı ki o da Nikolay'ın kimliği... Rusya'nın ileri gelen kötü adamlarından biri olması ikilinin aşkını nasıl etkileyecek onu okuyoruz.
Öncelikle kitapta en sevdiğim şey tüm acımasızlığıyla yazılmasıydı. Yani demek istediğim Zaina, yengesi ve kuzeniyle beraber ülkeden kaçarken Rıslara denk geldiğinde ve Zaina'nın o adamların elinde kalması, yaşadığı muamele ve tecavüze uğraması... her ne kadar aşk romanı olsa da savaşın acımasız tarafını yazması hoşuma gitti. Bazen okurların bu kısımları da görmesi gerekiyor.
Bunların yanında Zaina'nın bütün bunları ve bu travmayı çok çabuk unutması da... olmamıştı bence. Yani düşününce tecavüze uğramış bir kadın her ne kadar hayatını kurtarmış da olsa aşık da olsa bu kadar kolay bir erkeğin dokunuşuna evet diyemez... en azından ben öyle düşünüyorum.
Bir de Zaina'nın durmadan Nikolay'ın seks kulübündeki kadınlardan bahsederken kullandığı argo kelimeler - şuan buraya yazamadım - fazla gibiydi. Şey gibi hissettim bak ben bunu söyleyebiliyorum, bak yine söyleyeceğim falan... yani bir kere söyledin tamam sonuçta kulübe gelen ya da orada çalışan kadınların ne olduğu biliniyor durmadan dile getirmek... olmamıştı.
Nikolay'ı sevdim. Adam olduğu şeyi inkar etmemesi ve duruşunu sevdim. İçindeki iyi kısmı Zaina ile yaşatması da çok güzeldi. Ama bütün bu hayatında hiçbir kadına dokunmamış olması, bakir olması... bilemiyorum olmamış gibiydi. Yani seks kulübü işleten bir mafya adamından daha fazlası beklenirdi bence. Ama yazarın beklentiyi böylesine farklılıkla yazması da değişik geldi, sevdim. Okuru şaşırtan bir detay olmuş.
Üstelik yazarın kaleminde oldukça cesur olduğunu da düşündüm çünkü +18 sahneleri vardı ve genelde Türk yazarlar yazmayı pek tercih etmez bu tür detayları... O yüzden cesur kalemini takdir ettim.
Zaina'ın ilk kez kar görmesi, Nikolay'ın ona tepkisi, aralarındaki diyaloglar, kaçış çabaları hoşuma gitti. Hatta Nikolay'ın gönderdiği notlara ise bayıldım.
Nikolay ile Zaina arasındaki yaş farkını çok bulduğumu itiraf etmeliyim ama o yaş farkını unutarak okuduğumu da söylemeliyim. Böylece aralarındaki ilişkiyi daha normal düşünebildim. Diğer türlü biraz fazla geldi.
Kitapta olmamış diyebileceğim yerler gibi olmuş, güzel, bunu sevdim dediğim yerlerde vardı. Zaman zaman okurken yabancı bir yazarın yazdığını da düşündüm çünkü hem yabancı isimler olması hem de cinsellik detaylarındaki cesur kalemi öyle hissettirdi.
Çok uzatmayacağım, ikinci kitaba başlayacağım şimdi. Ortalama bir kitap olduğunu düşünmeme rağmen güzeldi, sevdim. Aşırı beklenti olmazsa okurken siz de seversiniz.