Beğenmediğim şeylerden başlayayım;
kitabın ismini beğenmedim. Öyküyle alakası yok. Acaba yayınevi mi uydurdu bu ismi diye iç kapağa baktım orjinal ismi de aynı.
Arka kapaktaki açıklamayı bonkör buldum. Biraz daha bahsetselermiş kitabı basmalarına gerek kalmazmış.
Normalde sevdiğim ve tanıdığım yazarların kitaplarını tercih ederken yorumlara dahi bakmam. Ne yazsa okurum havasındayımdır. Yazarla yeni tanışacaksam okuyanların yorumlarına veya ulaşabiliyorsam ön okuma sayfalarına bakarım karar vermek için. Arka kapak yazılarına kitabı bitirdikten sonra bile bakmışlığım olmaz. Fakat bu kitapta parlak başlıklarla yazınca ister istemez belli bir süre sonra dikkatimi çekti. Neymiş ki diye şöyle bakıverdim. Pekala o açıklama öyküyü kapsarmış.
Kitabın başından itibaren anlatımda hep bir hamlık varmış gibiydi. Hani çayı demlersinizde biraz erken açınca oluşan o ham kokusu gibi. Acaba yazarın ilk kitaplarından mı diye baktım fakat o da değil. Aynı roman kahramanına ait 5. kitap. Anlatım kitabın ortalarından sonra biraz daha olgunlaştı.
Beğendiklerim;
Bol aksiyonlu polisiye. Sıkılmadan, bir sonrasını merak ettirerek ilerliyor. Çift taraftan ilerleyen hikayeleri sevmememe rağmen her bölümde paralel hikayeye dönmemesi benim için güzel tarafıydı. Olayların bir bölümü kahramanın gözünden diğer bölümü anlatıcının gözünden aktarılmış.
Akıcılık ve heyecanın kitap boyunca devam etmesinden dolayı beğendiğim bir polisiye oldu. Türü sevenler sıkılmadan okur.