Gecü ile meslektaşız. Ve kendisi gibi ben de akademisyenlik yolunda ilerlemek istiyorum. Yaş olarak aramızda da çok fark yok. Bütün bunlar, Gecü'nün cümleleri ile birleşince kendimi okuyormuşum gibi hissettiğimi söylemem yanlış olmaz.
Çok samimi, çok tanıdık bir anlatımı vardı. Söylenmişler tekrar edilmiş ama kendi adına. Küçük oyunlar oynamış kelimelerle ama bir mahçuplukla. Biraz burukluk var içinde. Bazı bazı güldürdü bile. Biraz toyluk var, bir de şiirleri daha iyiymiş sanırım. Okuyup onu da göreceğiz. Sondaki hikayeleri ben de pek beğenmedim.
Selim Işık, Antoine Roquentin ve Sünepe. Hepsini arka arkaya tanıdım. Hepsini ayrı ayrı yerleştirdim göğsüme.