Sürgün (The Mccabe Trilogy,# 2)

10 puan

http://illekitap.blogspot.com/2018/11/maya-banks-surgun-mccabe-trilogy-2.html

Bir kez daha bu ayı historical romans ayı yaptığıma memnun oldum yoksa McCabe Üçlemesi'ni okumayı devamlı erteleyecek ve böylesine muhteşem İskoçlardan mahrum kalacaktım. Benim gibi İskoç sever biri için oldukça kötü bir durum... bütün İskoç'ları okumalıyım ve hepsini kitaplığıma sıralamalıyım.. :)

Maya Banks'in okuduğum ikinci kitabı aynı zamanda McCabe Üçlemesi'nin de ikinci kitabı Sürgün'de en az ilki kadar iyiydi hatta bence ondan daha da iyiydi. Yine akıcı ve sürükleyici bir kurgusu vardı kitabın ama bu sefer aşk ile görevler arasında kalmış bir çift vardı. Belki de bu imkansızlık kitabı ilk kitaba göre daha iyi yaptı benim gözümde bilemiyorum.

Kitabın konusuna değinip ondan sonra detaylı bir yoruma gireceğim; İskoçyalı'nın Kolları kitabından tanıdığımız Alaric McCabe, ağabeyi ve erkek kardeşi Caelen ile beraber düşünülerek aldıkları kararlar sonrasında daha güçlü olup düşmanlarını yenebilmek adına McDonalds Klanı ile anlaşma yaparak McDonalds'ın varisi Rionna ile evlenmeye karar verir. Ağabey Ewan gibi aşkı bulma ümidinden vazgeçerek görevi için evlilik yoluna girmeye karar veren Alaric, Rionna'nın klanına giderken saldırıya uğrar ve ağır bir şekilde yaralanır. Onu bulan Keeley hem Alaric'i iyileştirmeye çalışır hem de kapısına gelen ve ağır yaralı bu askere farkına varmadan aşık olmaya başlar. Alaric'in yaralanıp ortadan kaybolmasının ardından McCabe kardeşler onları bulduktan sonra Keeley'i de alarak Alaric'i kendi topraklarında iyileştirmesini ister. Kendi klanından sürgün yemiş olan Keeley, kimsesizliği ile McCabe topraklarındaki sahiplenilme karşısında bir yere ait olmanın ne demek olduğunu yeniden tadarken Alaric'in Rionna ile evlenmek zorunda olduğu gerçeği ile sarsılır.

Alaric ve Keeley, aşklarını geçici süreliğine de olsa yaşayıp sonrasında kalplerine gömüp Alaric'in görevini yerine getirmeye karar verirler. Kalpleri birbirleri için çarpsa da kaderlerinin ayrı olduklarını düşünürken aslında kaderin onlar için o kadar inanılmaz bir sürprizi vardır ki bütün sorunlar çözülürken aslında yeni sorunlar boy gösterir.

Öncelikle kitapta Ewan ve Mairin'i bolca görmemiz kadar güzel bir şey olamaz. Aşık bir adam olan Ewan'ın şimdi doğumu yakın olan Mairin için endişelenmesini okumak çok tatlıydı.

Ayrıca bu sefer Christina ile Cormac'ı da mutlu sona uğurladık. Onları da ilk kitapta bolca görmüş birbirlerine attıkları kaçak bakışları yakalamıştık. Onları da mutlu sona uğurladık bence yazar burada bu detayı işleyerek çok güzel yapmış. Bir okur olarak yan karakterlerin de aslında ne kadar önemli olduğunu görmeyi çok severim, yazar bana bunu tattırdı.

Alaric ile Keeley arasında geçenler çok romantik, çok duygusaldı ve hüzün doluydu. Alaric'in yapmak zorunda olduğu evliliğe kadar birbirleriyle geçirdikleri zamanı biriktirip gelecekte o anılarla teselli bulma çabalar...

Bu paragraf spoiler olacak ama, kitapta en çok yaralayan kısımlardan biri Alaric'in evlenmeden önceki gece göl kenarında Keeley'e veda edip son kez sarılıp öpmesi... bunun için Caelen'in yardımcı olması... bir diğeri de Keeley, Alaric'i korumak için okun önüne atlaması ve ölümle burun buruna gelmesiydi. O son sahnede Alaric, Keeley'i tekrar göl kenarına götürüyor, ona gerçekten veda edişi...gözlerimi doldurdu. Cidden muhteşem ötesiydi. İşte bu sahneler yüzünden ilkinden daha iyiydi diyorum. Çünkü aşkı iliklerine kadar hissettiriyordu. Kitabın sonlarında Caelen'in yaptığı muhteşemdi. Hayranlıkla okuduğum sayfalardı ve hep olmasını istediğim şey oldu. Rionna'nın verdiği tepkiye ben de şaşırdım ve içimden bir ses başka sebepler de olduğunu söylüyor sanırım o kısımları 3. kitapta okuyacağım.

Mutlu sonları seven bir okurum ve şunu söylemeliyim ki Alaric ve Keeley'e mutlu son çok yakıştı :)

Bu seriye mutlaka el atın! Benim gibi bu türü, İskoçları seviyorsanız kaçırmayın! Bu arada aşağıda size birkaç tanecik alıntı da bıraktım ;)

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »