Klasikler dışında çeviri roman okumayı pek sevmem.Çünkü konuları genelde bana yapay ve soğuk gelir.Belki de farklı kültür ve alışkanlıkların kitabın beni içine almasını zorlaştırmasından kaynaklanıyordur bu durum.Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer'de ise ilk sayfadan itibaren kitap beni sımsıkı kavradı ve sayfalar arasında kayboldum.Hem de zamansızlıktan dolayı kitabı ara vererek okumuş olmama rağmen.Türkiye'de yazılmaya çalışılan çocuk kitabı tadındaki zorlama kişisel gelişim romanlarının aksine bu kitap fazlasıyla iyiydi.Konusu,sürükleyiciliği,akıcılığı benden tam puan aldı.Kişisel gelişimle ilgili en temel maddeler,en can alıcı noktalar kısacası işin özü romana çok güzel yerleştirilmiş ve okuyucuya çok lezzetli bir şekilde aktarılmış.En büyük başarısı da bu zaten.Bu kadar beğendin niye 9 puan verdin derseniz Alan Greenmor intihardan vazgeçtikten sonra öyle büyük bir değişim yaşayıp öyle çok yol katetti ki hissedarlara yaptığı konuşma o değişimin yanında çok yavan kaldı bence.Bana göre daha vurucu,doyurucu bir konuşma olmalıydı orada.Bana yetersiz geldi.Bir de İgor Dubrovski yaşasın ve Alan'a her şeyi o açıklasın isterdim ben.Bunlar biraz eksiklik yaratsa da kesinlikle çok iyiydi kitap.
Cocuklar ile kurulan iletisimin onlarin ses algi ve boy seviyelerinde kurulacagi her yerde yazar. Bunu biraz degistirerek anlatsada egitim bilimleri dersi almis hic kimsenin gozunden kacmayacaktir. Ayrica asiri tasvirler hep aklima, neden sol kulagin basin uzerinden getirilerek sag elle tutulmaya calisildigini sorgulatir bana. Bu olen igorun babasi olabilecegi tahmini cok kolay yapilabilir umdugum gibi cikti. Kucuk hissedarlara inek benzetmesi yapan eski sigirciya hic bu icerikte atifta bulunulmamasi salon konusmasini sanki bodyshow gibi algilatti . Surukleyicilik belki bir noktadan sonra iyiydi 10 uzerinden 6 iyidir.