Alper Canıgüz'ün yayımlanan ilk ve benim de yazarın okumayı en sona bıraktığım bir parmak bal tatlılığında kitabı. Gizliajans'ın bir tık üstü ve Kamu'ların bir tık altında diyebilirim.
Konusunun özgün olması, esprileriyle güldürmesi, karakterleriyle samimi olması romanı hoş kılan noktalardı. Her ne kadar kitaba, psikolojik tahlillerin çok olması sebebiyle, başlarda ısınamasam da sonradan kendimi kaptırdım. Okuması çok kolay olduğu için 180 sayfa maalesef doyurmuyor insanı. Çok daha uzun olmasını dilerdim, malzemesi bol olan böyle bir konuyla. Yer yer derine inilmeye çalışılmışsa da felsefeden biraz uzak kaldığını düşünüyorum bu yüzden. İlk kitap olmasını belli eden bir kaç durum da var. Konunun biraz dağınık olması gibi. Ayrıca bu romanda da son sayfalarda ağır bir darbe bekledim ancak güzel bir kapanış oldu bu sefer.
Vizeler başlamadan önce okuyarak biraz moral depoladığım bir kitap oldu benim için. Ve şu anda okuyacak başka bir Canıgüz kitabı olmaması ise biraz buruk bir durum.
"Freud'un ışığı üzerinizden hiç eksilmesin ve hepinizin sapığı bol olsun."