"Sanıldığı gibi sadece gerçekler rüyaları etkilemez, rüyalar da gerçekleri etkiler. Karnabahar ise, her ikisini de etkiler." cümlesiyle kendini özetleyen kitap. Daha önce bu afili filintalar tayfasından Murat Menteş’in Dublörün Dilemmasını okumuştum. O kitabın bende uyandırdığı hisler bu kitap içinde gerçerli oldu. İnsanın içinde pozitif bir takım hisler uyandırıyor zaten çoğu yerleri gülerek okudum şen şakrak, fırlama matrak bir anlatımı var Hatta yönetmenliğini Onur Ünlü’nün yaptığı bir filmi olsa da izlesek diye de düşünmeden edemedim.
Alper Canıgüz’ü ilk defa okuyorum.İçerisindeki Freud esintileri çağrıştıran söylemleri ile psikoloji mezunu olduğunu öğrenmiş bulunmakla birlikte; bu üstün zeka gerektiren yazım tekniğini, eğlencesini, kurgusunu bir tarafa bırakıp en çok hikayenin içinde kafa karışıklığı yaratmadan bu kadar çok kahramanı nasıl barındırdığına ve her bir karakterle nasıl bu kadar güldürebildiğine hayret ediyorum. Bir çırpıda okudum gitti valla tebrik ediyorum
Kitaptan altını çizdiklerim:
- Sadece huzur içinde var olabilmek ne kadar güç,değil mi profesör?
- Birisini düşlerinize kattığınız anda o kişi farkında olmasa bile ruhunun derinliklerinde bunu anında hisseder ve sizinle birlikte o düşü görmeye başlar.
-Ben ilişkilerime karşımdakine tam bir güven duyarak başlamayı tercih ederim. Karşımdaki güvenilmez biri olduğunu gösterene kadar da böyle devam ederim. her seferinde hayal kırıklığına uğramışsam da ahlaken bunun böyle olması gerektiğine inanıyorum.
-Yaşadığınız hayat sadece bir olasılıktır. Hayal edebileceğiniz tüm hayatlardan sadece biri.
-Senin iraden güçlü değil hayatım, sadece tutkuların zayıf.
- Neden bütün manyaklar kendinden bu kadar emin konuşurdu acaba? Hoş bir ruh durumu herhalde...
- İnsanın gerçeğine katlanamadığı bir hayata dişiyle tırnağıyla sarılması iğrenç değil de nedir?
- Bir insan kendini Napolyon sanıp bundan da mutluluk duyabiliyorsa, onu sözde tedavi edip mutsuz kılmak doğru mu? sırf çoğunluğun normallik anlayışına ters düşüyor diye birine deli yaftası yapıştırıp onu bir tımarhaneye kilitlemek insanlık dışı değil mi? neden insanları değiştirmektense insanlara dünyayı değiştirecek gücü vermeyi denemiyorsunuz? Ya deliler haklıysa?