Anna 16 yaşın lise öğrencisidir, üvey annesi Patti ile birlikte yaşamaktadır. Herkesten farklı bir takım yetenekleri vardır. İlkini 3-4 yaşlarında iki sokak ötedeki yanan bir evin is kokusunu gece uykusunda duyarak farkeder. Muhteşem, görme, duyma yetenekleri vardır. Ayrıca insanların duygularını bedenlerinin etrafında renkli görüntülerle görebilmektedir. Yakın arkadaşı Jay ile birlikte gittiği ilk partide baterist Kaidan'ın renklerini göremediğini farkeder. Kaidan tam bir kötü çocuk havalarındadır. Kaidan'ın hayatına girmesinin ardından Anna'nın hayatı hiç aklına gelmeyecek yönlerde ilerlemeye başlar..
553 sayfalık kitap bence bir solukta bitti. Bundan daha iyi fantastik kitaplar okuduğum için çok çok beğendiğimi söyleyemem ama serinin devam kitaplarını çıkarırsa sevgili GO KİTAP alacağımdan eminim :) Anna'nın üvey annesi Patti'yi çok sevdim o ne tatlılıktır öyle ya. :) Üvey kızına karşı çok sevgi dolu. Anna gibi insanların auralarında duygularını ifade eden renkleri görmek istemezdim. Düşünsenize karşınızdaki insanla konuşuyorsunuz ve aslında söylediklerinin yalan olduğunu yada ne niyetle söylediğini anlayabiliyorsunuz. Bir başka yönden de size ne şekilde (!) yaklaştığını görebiliyorsunuz. :) Hem iyi hem kötü desem daha doğru olur aslında :) Anna'nın babası ile karşılaşmaları çok duygusaldı, hiç öyle bir karşılaşma beklememiştim :) Ayrıca babayı sevdim :)
Kapakta Anna'nın Kaidan yanındayken neden kıp kırmızı bir elbise içinde olduğunu da kitabı okuyanlar gayet iyi anlayacaktır. :)))
Serinin devamında umarım Öfke Dükünün oğlu Kopano'yu biraz daha görürüz. Nedense onu pek bi sevdimmmm :)
"Üçüncü şarkı başlarken 'Adı ne?' diye haykırdım.
'Kaidan Rowe. Ah, o da ayrı mesele. İsmi bile havalı. Lavuk'." :))
***
"Meydan okurcasına bana bakınca ben kendimi yine o ateşli bakışların içerisinde kaybolmuş bir halde buldum. Sakin ol benim zavallı titreyen kalbim." :)))
***
" 'ilk olarak' diye söze başladı. 'Ondan etkilenmen ne kadar sürdü?'
Ses tonu çok sıradandı ama ben yine de kızardım.
'Dur tahmin edeyim' dedi 'iki Gün!'
'Dört' dedim yavaşça.
Jay, 'Vay!' diyerek dizine bir şaplak indirdi.
'Ortalama bir kızdan daha güçlüsün' diyerek gururla gülümsedi." :)))
***
" 'İçine ne koyayım?' diye sordum Marna'ya, kardeşinin sıcak çayını kastederek.
'Bir kepçe şeker. İhtiyacı var. Tam bir suratsız. dedi" :)))
***
" 'Biraz buzlu çay ister misiniz?' diye sordu. Bayanlar baylar, karşınızda Patti Whitt.
'Evet hanımefendi, çok iyi olur.' Ve babam; insanda korku uyandıran centilmen." :))))