Tatlı Şeytan (The Sweet Trilogy #1)

7 puan

http://kitaphayvaniningunlugu.blogspot.com/2012/08/kitap-yorumu-sweet-evil-wendy-higgins.html

Bu kitap için çok karışık duygular beslemekteyim. Öncelikle melek-şeytan temalı ama bu türdeki diğer kitaplardan oldukça farklı olduğunu belirtmeliyim. Başta fazla tipik gelmişti ama olayların iyice içine girince beni de içine çekti. Gözümü kırpmadan okudum. Kitabın ilk yarısını okuduktan sonra kendi kendime "bir 3'lük kitap daha" demiştim ama sonları beni çok şaşırttı. Şimdi elim 3 vermeye gitmiyor.

Anna Whitt on altı yaşında, sıradan bir lise öğrencisi. Derslerinde iyi, sosyal hayatı pek yok, tek arkadaşı Jay adında bir oğlan. Anna'nın tuhaf bir yanı da var; o auraları görebiliyor. Bir gün Jay'in en sevdiği grubun konserine gittiklerinde Anna grubun batericisini görüyor. Kaiden Rowe. Kahverengi saçlı, mavi gözlü, karanlık, gizemli ve tehlikeli görünüşlü. Şimdiye kadar hep iyi bir kız olmuş olan Anna, Kaidan'ı gördükten sonra kızlar tuvaletinde sırf hakkında konuşuyorlar diye Kaidan'la ilgili bir yalan söylüyor. Konserden sonra sahne arkasında karşılaşıyorlar ve Kaidan onu garip sorulara boğuyor. Bu sırada Anna yeteneklerinin auralarla sınırlı olmadığını, sesleri ve kokuları da çok iyi duyabildiğini fark ediyor.

Annesi doğumda ölen, babası da hapishanede olan Anna, evlatlık verildiği Patti isimli bir kadınla yaşıyor. Yalnız kızımız, doğumunda olanları bile hatırlıyor, ki bu bayağı ilginç bir detay. Kaidan'ın ona söyledikleri doğrultusunda Patti'yle "tuhaflıkları" hakkında konuşuyor, böylece gerçek ortaya çıkıyor: Anna bir Nephilim. Yani melek soyundan geliyor. Sweet Evil'de Nephilim, şeytanların (aslında düşmüş melekler) çocukları. Bu çocukların babaları şeytanlar oluyor, anneleri ise doğumda ölüyor. Anna'nın normal Nephilimlerden bir farkı var; onun annesi bir melek.

Tahmin edeceğiniz gibi Kaidan da bir Nephilim. Sweet Evil'de şeytanlar çok farklı ele alınmış. Nephilim sahibi olabilenler yalnızca Duke dedikleri şeytanlar. Bunlar, insan vücudunu ele geçirebiliyorlar ve genellikle bir günahla özdeşleşmişler. Mesela, Kaidan'ın babası Duke of Lust, yani Şehvet Dükü. Şeytanlar, insanların akıllarına girerek kötü şeyler yapmalarını sağlıyorlar. Şeytanlar tarafından dürtülen insanlar bir de yanıbaşlarında Guardian Angel'ları var.

Kaidan çok sevilesi bir karakter! Çekici; bazen o çok sevdiğim alaycı tiplere dönüşüyor, bazense çok soğuk biri oluyor çıkıyor. Anna ise kitabın çoğunluğunda fazla duygusal, neredeyse her şeye ağlayacak kıvamda, ama aynı zamanda çabuk kabullenen bir karakter. Tabii hikaye onun ağzından anlatıldığı için Anna'nın gelişimine tanık oluyoruz, bu sayede sinir bozuculuğu azalıyor.

Sweet Evil, özellikle şeytanları farklı ele alışıyla bende güzel bir etki yarattı. Yalnız şunu söylemeliyim ki, Anna ve Kaidan'ın aşk hikayesi çok zorlu. Bu yüzden bol bol kıvrandırıyor kitap boyunca. Ve kitabın sonu da şaşırtıcı; ortada kalmışsınız hissi yaratıyor.

Yer yer klişelerden sıkılmış, diyalogları o kadar da başarılı bulmamış olsam da Sweet Evil okunası bir kitap. Melek ve şeytanları okumak isteyip de hep aynı konuların işlenmesinden sıkılanlar için güzel bir seçenek olabilir.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »