Uzun zamandır Rachel Gibson kitabı okumuyordum.Tesadüfler Adası benim için güzel bir dönüş oldu..Romanın konusu polisiye macerada olsa ağırlığı aşk teması üzerine kuruluydu..Kısaca sevdim bu romanı..
Başlarda biraz durgun gibi gelsede açıldı hikaye..Karakterlerden en çok Lola'nın köpeği Baby'yi sevdim..
Lola ve Max'in başlarda var olan aralarındaki savaş önce karşı koyulamaz bir çekime sonra da güzel bir aşka dönüştü..İLk başlarda kavgaları savaşları çok güzeldi..
Lola Carlyle çok ünlü bir iç giyim mankeni idi.Bu konudaki yeteneğini tasarımcı olarak devam ettirmeye karar verip uygulamıştı..Nişanlısı Sam'den ayrıldıktan sonra başına gelebilecek en kötü şey olan çok özel fotoğraflarını bir internet sitesi kurup orada intikam için yayınlayan bu eski nişanlı yüzünden kendini bir adaya zor atar..Amacı biraz gözlerden uzak olup kafa dinlemektir..Fakat tura katıldığı bir teknede uyuyakalıp uyandığında teknenin tanımadığı bir adam tarafından kaçırıldığını fark eder.
Dümendeki adam Max Zamora ise eski ordu emeklisi ama hala daha devletin çok gizli teşkliatlarında çalışan bir adamdır..Teknede Lola'nın olduğunu fark ettiğinde iş işten geçmiştir..
Yaralı bir durumda olan Max Lola'yı tekrar geri götürecek durumda değildir.Peşindeki adamlar onu yakalaması an meselesidir..Bir an önce uzaklaşmak zorundadır.Ama Lola ısrarla geri gitmek ister aralarında savaş başlar bu arbede de teknede mahsur kalırlar..Çünkü mücadele sırasında teknenin radar sistemi tamamen devre dışı kalır..Bir günde gidebilecekleri yere gitmeleri dalga ve şansa bağlıdır..
Bu durum birbirlerini konuşup anlamak için zemin yaratır..Baştan beri aralarında var olan çekim yaşadıkları zorlukla birbirlerini yakından tanıdıkça yerini aşka bırakmaya başlar..Birbirlerini tanıdıkça daha iyi anlamaya başlarlar..Ve daha da çok sevmeye..Öyle bir hale gelir ki önce birbirlerini korumaya kollamayı düşünür olurlar..
Kısaca uzun süre ara verdiğim bu yazara dönmek beni çok mutlu etti..Keyifle okuyabileceğiniz bir roman..Tavsiye ederim...