Red Bells'in hancısı iki ay önce ölü bulununca hanın sorumluluğu Jonas'a kalmıştır. Jonas'da Londra'dan Colyto'a dönüp tüm araziyi yönetme sorumluluğunu mutlulukla alır.Zaten birkaç aydır kentte yaşadığı hayattan zevk almamaya başlamıştır. Eve dönüp hana yoğunlaşır ve yetenekli bir hancı arayışına girişir. Son başvuru ise her şeyi değiştirir.
Emily yirmi beş yaşına girince babasının vasiyeti üzerine erkek kardeşi ve üç kız kardeşinin vasiliğini üstlenmiş ve hemen onlara para vermeden hizmetçilik yaptırmak isteyen amcasının evinden ayrılmışlardır. Çalışmaları gerektiğinden ilanını gördüğü hana giderler. Emily ve kardeşlerinin başka bir hedefleri daha vardır. Atalarının evine dönüp Colyton hazinesini bulmaktır. Efsaneye göre hazine şifreli bir tekerlemeyle bulunabilecek en yüksektekilerin evinin en dibinde gizli bir yerde saklıdır. Emily bu amaçla hana gider.
Jonas sahte referans mektupları ile geldiğini anladığı Emily'i yinede işe alır. Emily hanı kasabanın sosyal buluşma mekanı haline getirmek için hemen işe koyulur. Kısa sürede gün içinde kadınlarında gelebileceği çiftlerin yemek için geldiği bir yer haline getirir. Bu süreçte araştırmalarına da başlar. Jonas ise onları kasabaya getiren şeyi bulmaya kararlıdır.
İkili arasında zaten ilk andan bir çekim oluşur. Jonas Emil'nin kendisinin olduğundan emindir ve onunda anlayıp kabul etmesini sağlamaya kararlı. İlişkileri başlayan ikili hazineyi ararken daha önemli bir şeyi,aşklarını keşfeder.
Yazarın en iyi kitaplarından. Bazı yerlerde gereksiz uzatılması dışında sakin,güzel bir hikaye.