Yazarın kalemine hayranımm, yine nakış gibi işlemiş tüm duyguları.
Şu an yorum yaparken o kadar zorlanıyorum ki neyi nasıl anlatayım okurken hissettiğim duyguları anlatacak kelimeler sanki yetersiz geliyor.
Kısaca konusundan bahsedeyim Tahir namıdeğer Usta, 17 yaşında yaşadığı ağır bir olay sonucu yıllarını hapiste geçiriyor ve orada sabrı öğrenip tespih yapmaya başlıyor. Artık tespih ustası olarak anılan Tahir, geride kalan tek ailesine kavuşurken; hayat bu sefer Tahir’e sürpriz yaparak kehribar gözlü aşkı karşısına çıkartıyor.
Kitapla birlikte tespihe bakış çok ama çok değişti.
Ve Kutsal ile Amber kitabın sonunda sanki göz kırptılar bize; çok güzel seven adamların çocuklarının hikayesini şimdiden merakla beklemeye başladım.
------------------------
“Elbette ama o soruyu soracaksın bana Tahir. Hiçbirini sorma ama imameyi sor bana, şerefimi sor.”
Tahir anlamaz bakışlarla baktı karşısındaki adama.
“Sor Tahir! Sor ki kaybettiğim şerefimi senin güzel gönlüne kondurduğum izle geri kazandığımı söyleyebileyim sana. Sor ki şerefimin gözlerinin içine bakarak takayım tespihi bileğime.”
“Tespihin imamesi şerefidir, kimdir senin imamen?” diye sordu Tahir titrekçe.
“Sensin Tahir!” dedi İrfan yüce dağlardan gürüldeyen çağlayanlar gibi güçlü sesiyle.