Kitap aslında Afganistan'ın küçük bir köyü Şadbağ'da yaşayan Peri ve Abdullah'ın hikayeleri olarak görünse de tam olarak öyle değil, çünkü kitapta çok fazla karakter var ve yazarımız karakterleri kısaca tanıtmak yerine uzun uzun karakter detaylarına girmiş (bir çoğuda gereksiz olarak) ve tek bir hikaye değil, "hikayeler bütünü" çıkmış ortaya. Tam kendinizi olayların akışına kaptırmış, karaktere ısınmaya başlamışken hoop! yazarımız orada kesip bambaşka bir hikayeye geçiş yapmış. Bu yüzden geri çekilip hikayeye geniş bir pencereden bakıp genel bir yorum yapabilmek mümkün değil. Aslında ilk başta bu durum hoşuma gittiyse de bir yerden sonra her şey o kadar karıştı ki kimi, neyi okuduğumu bilemedim ve sürekli geri dönüp hatırlamak zorunda kaldım.