İdealist, dünyayı değiştirme peşinde birinin uçuk hayali gibi başlıyor kitap. Sıradışı konusu en başta bir artı. Bunun yanında arka kapak yazısının ve açılışın size yaşattığı 'sinir bozucu bir kitap okuyacağım' havası pekte gerçekçi değil. İkisi arasında ki dengeyi iyi sağlıyor yazar.
Dönemimiz televizyon, müzik ve eğlence sektörüne açıkça verip veriştirmesi de kendi zevklerinizi sorgulamaya başlamanıza neden oluyor, çünkü eleştirilerinde en azından yüzde elli oranında bir haklılık payı olduğunu biliyorsunuz.
Aslında kitabın sadece mükemmel orjinallikte bir hikayeye sarılmış ve inanılmaz bir şekilde ifade edilmiş bir eleştiriden ibaret olduğunu düşünüyorum.
Okuması çok kolay. Gereksiz hiç bir ayrıntı yok, bölümler kısa, dil yalın ve basit. Aynen başladığı gibi merak ve heyecan duygusunu yaşatarak bitiyor.
Kesinlikte okumaktan zevk aldığım, bana bir şeyleri sorgulatan ve uzun zamandır yaşamadığım o "bir kitabı bitirdikten sonra içinizde beliren o koca boşluk" duygusunu bana yaşatan bir eser oldu. Karakterlere bağlandım, onlar için üzüldüm, onlar için sevindim, mutlu olmalarını, hayatlarının sonuna kadar tüm anlarında yanlarında olmayı, onlara öğüt vermeyi, onlarla arkadaş olmayı istedim, ama belki de her şeyden öte kitap biter bitmez kendimi toparlamak için bir kaç uzun dakika beklemek zorunda kaldım.