Kitapta toplamda 16 adet hikaye var. Bunların bazıları uzun bazılarıysa sadece birkaç sayfa. İlk iki öykü birer zombi macerası. Ama bugünlerde her yerde fink atan o ucuz serüvenlerden değil kesinlikle. Çünkü Bradbury bu öykülerde de tıpkı diğer tüm eserlerinde yaptığı gibi baş rolü insana ve insan psikolojisine vermiş. Özellikle ikinci tekil şahıstan anlatılan açılış öyküsü oldukça ilginç bir tecrübe sunuyor. Zombilerden sonra Mars'a kaçan yazarlara, mesleğindeki 'radikal' bir değişiklikten rahatsız olan bir çöpçüye, sokaklarda yürümeyi seven bir adama ve çok daha fazlasına eşlik ediyoruz. Son üç öyküyse yakma temasından farklı ama aynı derecede etkililer.
Bradbury'nin Fahrenheit'ı yazmadan önce hangi hikayeleri kaleme aldığını görmek, bağlantı ve benzerlikleri fark etmek ve Fahrenheit'ın ön sözünde yer alan öyküleri birinci elden okumak gayet güzel bir deneyim.
Kitaptaki en uzun iki hikaye 'Gece Yarısından Epey Sonra' ve 'İtfaiyeci' adlı hikayelerse hem birbirlerinin hem de Fahrenheit'ın neredeyse aynısı. Burada ilginç olan nokta yazarın üç adımda kurguyu nasıl genişlettiğini ve sürekli üstüne bir şeyler koyduğuna şahit olmak. Tabi Fahrenheit 451'i okumadıysanız size fazla bir şey ifade etmeyebilirler. İşte bu yüzden önce onu okumakta fayda var.
Kısacası Fahrenheit 451 ve Ray Bradbury isimleri sizin için bir şey ifade ediyorsa kesinlikle kaçırılmaması gereken harika bir derleme Yakma Zevki. Tek eksiği ise bir dizin...