Sevim Burak, kolay bir yazar değil, zaten kolay olmak gibi bir tasası da yok: “Anlaşılmak şart mı?” diyor oğluna yazdığı bir mektupta.
Öykülerinde her şey zamanın yokluğunda, mekan olsa bile ‘olmayan bir yerde’ sıkışıp kalmış insanların yaşadıklarından ibaret. Üstelik bu yaşantılar gerçeklik boyutundan çok uzak.
"Yazarak var olduğunu, yazarak başka bir gerçeklik aradığı"nı, yazarken hep gerçeği aradığını ve bunun hiç bitmeyecek bir arayış olduğunu söylüyor.
Sevim Burak, kendi gerçekliğini edebiyata dönüştürüyor ve okuyucudan, onu kendi dilinde anlamasını istiyor.
Kolay gelsin okuyacaklara.
"Düşüne düşüne hayatının en hurda ayrımlarına kadar indi."