Bir solukta okunuyor Ernest Hemingway'in "Yaşlı Adam ve Deniz"i...
İhtiyar bir balıkçının , oltasına yakalanan bir kılıç balığını zaptetmeye çalışırken pekçok engele karşı verdiği amansız mücadeleyi anlatmış Ernest Hemingway bu eserinde.
Yaşlı adamın şahsında sanki tipik bir yaşam mücadelesini de okuyoruz adeta. İnsanoğlunun yaşam serüveninde; bazı hedeflere yönelmişken, hesapta olan ya da olmayan engellerle de karşılaşılabileceğinin tipik bir hikayesi.
Belki de kendi hayat mücadelesini anlatmış yazar; saf, yalın, duru biçimde.
Ve bir hayat felsefesi sunuyor okuyucuya:
"Ben her işimi hesapla yaparım. Ne var ki kısmetim yok. Ama kimbilir, belki bugün. Günün her doğuşu yepyeni ayrı bir gün getirir. Talihim bugün yaver gidiverir bakarsın. Ben işimi eksiksiz yapayım da kısmet geldiğinde beni aradığı yerde bulsun." diyerek...
Bazen de bir yaşlı adamın gözünden zamanı okuyoruz satır aralarında:
"İnsan kocayınca çalar saat gibi oluyor" diye güldü adam. "İhtiyarlar niye öyle şafakta uyanırlar bilmem. Günü azıcık daha uzun yaşayabilmek için mi acep?"
Huzurlu, dingin bir ortamda tadını çıkarta çıkarta okunabilecek güzel bir eser...
Keyifli okumalar dileğiyle...