Normalde bir kitabın neyle ilgili olduğunu 2-3 cümle ile açıklamayı severim.. İnsan portreleri halindeki eserler bu yüzden beni zorlar.. Bu kitabın da neyle ilgili olduğunu açıklamak zor.. Kısaca "insan portreleri" der geçerim böyle romanlara.. Olayların, ana durumdan önce geçmiş olduğu, potansiyel oluşturduğu romanlardır.. Bunlarda yazarın dili ön plana çıkar işte; nasıl anlattığı, geçmiş olayları nerede nasıl sunduğu daha çok önem kazanır..
Ben romandaki dili beğendim.. Ama bazı alt örgülerden tat almadım..