Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
Olgunluk üzerine
Zeytini bilirsiniz,
En güzel olduğu an, çürümeye yüz tuttuğu andır...
Insanlar da öyledir...
Her şeyin bittiği dendiği an, eğer yeniden hayata dönerseniz,
Bu sizin en lezzetli anınız olacaktır unutmayın. - sayfa 227
Görkeme verilmiş sözü varsa kişinin, rahatla yetinmeye hakkı yoktur...- sayfa 248
Insanların geneli bir şey anlatmamak için konuşurlar. Bir şey anlatacakları zaman korkudan dilleri tutulur. - sayfa 217-218
Ekmek Tadı
Biz her yemeğin yanında
O kadar çok ekmek yedik ki...
Yediğimiz hiçbir yemeğin tadına varamadık.
O yüzden
Bizde her şey ekmek tadındadır. - sayfa 50
Bir aşkta kendiniz olmanız yeterli geliyorsa, başka maskeler takmak zorunda kalmıyorsanız, o aşk büyük bir sevdanın kapısını aralıyor demektir. - sayfa 232
Dostlarla Kavga Etmek Üzerine
Dostlarınızla, arkadaşlarınızla, sevdiklerinizle kavga etmekten çekinmeyin.
Onlara kızmaktan, onlara küsmekten korkmayın.
Bütün bunlar bir ilişki sürdürme şeklidir.
Kızmak, kavga etmek,
Sevmek kadar, haz almak kadar güçlü bir duygudur...- sayfa 239
Kendine Vurgun Insanlar Üzerine
Bazı insanlar vardır, kendilerininkinden çok daha karmaşık bir ruhu, onun altında yatan gerçek ruhu göremeyecek ya da görmek istemeyecek kadar kendilerine vurgun olurlar.
Bunlar karşılaştıkları insana bir kere, o da ilk karşılaşmalarında bir göz atarlar. O an ilk hissettikleri duyguyla ahkam kesmeye bayılırlar. Böylece o surata ikinci bir defa bakma yükünden kurtulmuş olurlar. Bunlar asla derinlemesine bakamazlar kimseye, böyle bir niyetleri yoktur.
Bu kişiler sadece kendilerine aşıktırlar. Sadece kendileriyle meşguldürler. Kendileri dışında olan her insan onlar için birer yabancıdır. Çevrelerinde olup biten hiçbir işle alâkaları yoktur. Arkadaşlarının en belirgin özelliği nedir diye sorun onlara, yanıtlayamazlar.
Bu durum onlarda sadece dış görünüşle ilgili değildir. Onlar hem dış görünüşe, hem de düşüncelere uzaktırlar.
Bildikleri tek şey sadece konuşurken sıranın kendilerine gelmesini beklemektir. Karşılarındaki insanları hiç dinlemezler, sadece biraz sonra kendi söyleyecekleri şeye konsantre olmuşlardır. - sayfa 180
Benim yaradılışımda, yarım kalana karşı duyulan bir nefret vardı, bunu keşfetmiştim. Yaptığım her iste, girdiğim her eylemde sonuca ulaşmalıydım. Ya da gidebileceğim kadar gidebilmeliydim. Ancak gerçekten zirveye çıktığımda tatmin olabiliyordum. Bir kere tatmin olduktan sonra da o asla bana zevk vermiyordu. - sayfa 209
Halbuki faziletli olmak, insanların yalnızca sokakta giydiği kıyafetidir. - sayfa 214
Şehrin bende ilk uyandırdığı duygu, evrende bir toz zerreciği olduğumdu. - sayfa 257