Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
Ekmek Tadı
Biz her yemeğin yanında
O kadar çok ekmek yedik ki...
Yediğimiz hiçbir yemeğin tadına varamadık.
O yüzden
Bizde her şey ekmek tadındadır. - sayfa 50
Kendine Vurgun Insanlar Üzerine
Bazı insanlar vardır, kendilerininkinden çok daha karmaşık bir ruhu, onun altında yatan gerçek ruhu göremeyecek ya da görmek istemeyecek kadar kendilerine vurgun olurlar.
Bunlar karşılaştıkları insana bir kere, o da ilk karşılaşmalarında bir göz atarlar. O an ilk hissettikleri duyguyla ahkam kesmeye bayılırlar. Böylece o surata ikinci bir defa bakma yükünden kurtulmuş olurlar. Bunlar asla derinlemesine bakamazlar kimseye, böyle bir niyetleri yoktur.
Bu kişiler sadece kendilerine aşıktırlar. Sadece kendileriyle meşguldürler. Kendileri dışında olan her insan onlar için birer yabancıdır. Çevrelerinde olup biten hiçbir işle alâkaları yoktur. Arkadaşlarının en belirgin özelliği nedir diye sorun onlara, yanıtlayamazlar.
Bu durum onlarda sadece dış görünüşle ilgili değildir. Onlar hem dış görünüşe, hem de düşüncelere uzaktırlar.
Bildikleri tek şey sadece konuşurken sıranın kendilerine gelmesini beklemektir. Karşılarındaki insanları hiç dinlemezler, sadece biraz sonra kendi söyleyecekleri şeye konsantre olmuşlardır. - sayfa 180
Benim yaradılışımda, yarım kalana karşı duyulan bir nefret vardı, bunu keşfetmiştim. Yaptığım her iste, girdiğim her eylemde sonuca ulaşmalıydım. Ya da gidebileceğim kadar gidebilmeliydim. Ancak gerçekten zirveye çıktığımda tatmin olabiliyordum. Bir kere tatmin olduktan sonra da o asla bana zevk vermiyordu. - sayfa 209
Halbuki faziletli olmak, insanların yalnızca sokakta giydiği kıyafetidir. - sayfa 214
Insanların geneli bir şey anlatmamak için konuşurlar. Bir şey anlatacakları zaman korkudan dilleri tutulur. - sayfa 217-218
Olgunluk üzerine
Zeytini bilirsiniz,
En güzel olduğu an, çürümeye yüz tuttuğu andır...
Insanlar da öyledir...
Her şeyin bittiği dendiği an, eğer yeniden hayata dönerseniz,
Bu sizin en lezzetli anınız olacaktır unutmayın. - sayfa 227
Bir erkeğin asla anlamayacağı şeylerden biri de, giden bir kadının asla geri dönmeyeceğidir. - sayfa 185
Bütün hayatımızı belirler çocukluğumuz. Orada aldığımız kodlar bizi biz yapan en önemli değerlerdir. Korkak bir çocuksanız korkak bir büyük olursunuz, isyankar bir çocuksanız isyankâr bir büyük olursunuz, bu böyle devam eder gider... Bir insanı anlamaya çalışırken genellikle ya çocuklara bakarım ya da kendi çocukluğumu düşünürüm. Çocuklarda bütün insanlığım en saf, en duru halini bulurum ve bu bana yol gösterir. Antropologparın ilkel kabileleri incelemesi bu yüzdendir. Ilk insanların davranış modellerini bulurlar ilkel kabilelerde. - sayfa 53
Bir ergenin en çok utandığı şey genellikle ailesi oluyor. Çünkü en çok kendinden utanıyor. Bir ergenin ailesiyle yüzleşmesi, aslında kendisiyle yüzleşmesi demektir. - sayfa 63
Eğlence Üzerine
Toplumlara sonradan enjekte edilen eğlence türleri, o toplumu eğlendirmekten daha ziyade strese sokuyor. Hazır olunmadığı bir durumda, zorunlu olarak eğlenme isteği, eğlenceyi bir stres, bir acı verme aracına dönüştürüyor. Her toplum kendi eğlencesini, uzun deneyimler, önemli ekonomik ve sosyal bütünlük içinde oluştururlar. Yüzmeyi bilmeyen bir toplumda deniz eğlenceleri sadece bir stres aracıdır. - sayfa 119- 120