Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
Deniz hep özgürlük simgesidir edebiyatçılar ve sanatçılar için. Peki, bir balıkçı nasıl bakar denize bunu bilir misiniz? Balıkçı için deniz, ekmek kapısıdır. Çocuğuna götüreceği bir oyuncaktır. Her gün fethedilmesi gereken hırçın ve oynak topraklardır. İliğine kadar işleyecek soğuk rüzgardır. Bir balıkçının gözüyle kaç edebiyatçı bakabilmiştir ki denize? Bir balıkçı için deniz, ayaklarının halatla bağlanması demektir bitmek bilmeyen bir suya. Balıkçılar o yüzden bağlıdır denize. Sanatçının özgürlük imgesi dediği, balıkçının mahpusluğudur...Büyük şehirde yaşayıp da, ne muhteşem dedikleri taşra hayatı da buydu benim için işte.- sayfa 16-17
Aynada sürekli kendine makyaj yapan bir kadın gibidir Istanbul, uzaktan çok güzel, yakından soğuk ve yorucu...- sayfa 255
Bu şehirde yalnızlık yasaktır ama fiziken yalnızlık yasaktır, ruhen hep yalnızsındır.
Bu şehirde kalabalıklar yalnızlığın kalın perdeleridir. - sayfa 270
Çocuklar, Oyuncaklar ve Kadınlar Üzerine
Çocuklar, mükemmel oyuncaklarla oynamayı sevmezler.
Tüm ayrıntıları düşünülmüş, yapılacak olan her şeyi yapılmış oyuncakları da.
Çocuklar o oyuncakları ancak izleyebilirler.
Halbuki çocuklar sadece çizgi film izlemeyi severler, neden bir oyuncağı izlesinler?
Onlar kendi hayal güçlerini, kendi yaratıcılıklarını
kullanacakları oyuncaklar isterler.
Çocuk bir oklavayla, bütün çocukluğu boyunca oynayabilir.
O bir at olur, bir tüfek olur, o oklava bir insan olur, olur da olur...- sayfa 121
Insan düşünmek isteyerek düşünemez. Düşünmek zordur ve çaba gerektirir. Insan kalabalıklar içinde ne kendi gibi düşünebiliyor ne de kendi gibi davranabiliyor. - sayfa 104