Kitap Tavsiyesi ve Fikir Alışverişi

Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.

* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.


Tür: Genel | Açılış, 28 Temmuz 2011
<< tüm tartışmalar

Daha çok kitap okuyabilmeniz için beş öneri

Tartışma Cevapları

21 ile 30 arası cevap gösteriliyor, toplam 34 cevap.
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Yollar, yolculuklar, sokaklar, iş, arkadaşlarla buluşmadan önceki bekleme anları okumak için harika zamanlar..:))

9 yıl, 10 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Kesinlikle yazıya katılıyorum ancak bir öneri de ben eklemek istiyorum izninizle:

Kitap okuyan çoğu insan ilk başlarda zamanın akışına uyarak 'popüler kültür' adı verilen(!) kitaplarla edebiyat yolculuğuna başlamaktadır. Ancak daha sonra bu insanların kitap okumayan ya da bu işi çok iyi bildiğini sanan yakınları kitap okuyan tanıdıklarıyla sürekli dalga geçmekte.."Popüler kültür de okunur mu yeaa.." Lev Tolstoy adamdır gerisi hikayedir" , "Açta azcık klasik oku"..Gibi cümleler kurarak o kişileri okuduğu kitaptan soğutmakta ve belki de yeni başlayan okuma alışkanlığını bitirmektedir. Bu yüzden kitap okumaya yeni başlamış kişilerin böyle laflara kulak asmamasını öneriyorum.

9 yıl, 10 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Schopenhauer, yazma ile okumayı kıyaslamış ama ben ona katılmıyorum; yazma işinde sembolleri öğreniyoruz ne yazmamız gerektiğini değil.

Her ilk öğreniş taklitle olur. İnsanı diğer canlılardan ayıran bundan sonraki kısım yani özgücülüktür. Belki onun ve sizinde anlatmaya çalıştığınız henüz o aşamaya gelememiş bireylerdir, ama bunun bireyler için bir durak olduğunu düşünüyorum sadece. Okuma eylemi devam ettikçe, gelişim de devam edecektir. Bir ağacın büyüdükçe dallanıp budaklanması gibi.

Nasıl ki ilkokula yeni başlayan en normal seviyede ki bir öğrenci, birinci sınıftan sonra kendi düşüncelerini yazmak için çırpınır durur, buna aracı eden sembolleri öğrendiği için kendini kelebekler kadar özgür addeder işte okuma serüveni de devam eden her okuyucu bir o kadar özgürdür. Kimin ne düşüneceğine bir başkası karar veremez, yöntemini öğretir belki ama onun düşüncesini nelerin beslediğini bilemediği için tam anlamaıyla şırınga benzetmesi yapamayız. Çağrışım diye bir şey var. Bir kelimenin sizde uyandırdığı çağrışım ile bende uyandırdığı çağrışım bambaşkadır. Siz duyduğunuz kelimenin sizin için ifade ettiği şeyleri bir kağıda yazsanız bende aynısını yapsam kuşkusuz bambaşka şeyler çıkar ortaya. Sebebi aynı yollardan ( yoldan kastım, düşünce sistemidir) geçsek bile farklı şeylere dikkat etmiş olmamızdır.

Okumayı bölünerek çoğalmaya benzetirim ben. Her bölünen kendi öz kaynaklarının da yardımı ile farklı bir nesne çıkartır ortaya. Kuşkusuz bu nesnelerin herkeste ortak olan, göz, ağız, burun gibi benzer yanları vardır ancak garip şekilde birbirinin aynısı da değildir.

9 yıl, 9 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

kitap okumak için vakit ayıranlardanım bende oğlum uyuyunca, iş yerinde işim olmadığı her fırsatta okurum. ben de @1000kitap gibi bir süredir beğenmediğim beni sıkan kitapları bırakıyorum tabi sonra tekrar okumaya çalıştığım zamanlar oluyor ama 2. kez de okuyamazsam tamamen bırakıyorum. otobüste ve arabada kitap okuyamam malesef çok istesemde önce mide bulantısı ardından migrenim tutar, ama trende metroda uçakta biraz daha rahat okuyabiliyorum. kitap okumadığım zamanlar bazen hiç fırsat bulamdığım oluyor kendimi eksik kalmış gibi hissediyorum..

9 yıl, 10 ay     
2 kişiden 1 kişi beğenmiş.

@ahmet_coskunn ben çok alıştım, çok severim 😊😊 zamansızlıktan biraz da..bir de yollarda sağa sola bakmaktansa okumak daha güzel zaman geçirmemi sağlıyor :)

9 yıl, 10 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Sonuncusu hariç pek çok kez yaptığım hatalar belki de kitap okumak açısından.Sahip olduğum bir kitabı yarıda bırakmak fikri pek içime sinmiyor ne yazık ki boşuna mı para verdim diye düşünüyorum sonra,aslında genel itibariyle bir şeyi yarıda bırakma fikri hoşuma gitmiyor yapabilsem çok güzel olurdu aslında vakit israfı kitap çok,günümüzde birşeylere ulaşmak kolay olmasına kolay ama bir hayli de bilgi kirliliği var ki çık işin içinden çıkabilirsen.
@asau dediğin gibi tüm halka hitap etmiyor belki yazılanlar ama zaten öyle bir kaygıyla yazıldığını da düşünmüyorum.Bu yazının hitap ettiği kişiler Ece hanımın yazısını bir şekilde orada burada olsa da okuyabilmiş kişilerdir.Türkiye olarak genel itibariyle kitaba para israfı olarak bakıyoruz,zaten elime geçen para ne ki,döner ekmek arkadaşlarla takılmak sinema vs varken gidip kitap alayım.Üniversite gençliğinin bile dersle ilgili kitaplar dışında ne kadar okuduğu vahim durumdayken bence 'çalış elin ekmek tutsun oğlum' diye yetişmiş pek çok kişiden böyle bir hareket bekleyemezsin,az buz da olsa böyle yapabilen kişilere de helal olsun zaten.Kitaba para ve vakit ayırmadığımızla alakalı zaten bir sürü yazı var uzatmam yersiz olur heralde.
Gelgelelim oğlunuza kitap okutamıyorsunuz,isyancı bir tipse zaten yandınız da yine biraz daha uysalsa belki yaptırımla pc'yi 1 saatliğine de olsa yasaklayıp tv siz bir odada haftada 1-2 kez kitap okumayı deneyebilirsiniz,ve bunu mümkünse beraber yapın çocuk örnek görmezse ya benim annem babam okumuyor ki ben niye okuyayım der doğal olarak ve pc tv gibi daha cazip etmenler,amaan filmini izlerim gibi çeldirici seçenekler varken.Ben de mesela lisede 1984 ingilizce dönem ödevi olarak okumak yerine filmini izlemiştim,yorum ve yazılar okumuştum.
Fantastik eserleri okutmanız daha doğru olur,bunu da mümkünse bilindik şeylerden yapın,mesela Harry Potter'ı herkes bilir,bence ilgisini çekecektir ve ya bir Eragon serisi olabilir bunlar ağır kitaplar da değil.Hani hiç olmadı,son seçenek olarak çizgi roman alın,külfetli olur evet ama hiç yoktan iyidir,Marvel comics,hellsing one piece gibi mangalar.

9 yıl, 10 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

@bilge çetin: oğlunuz türk klasiklerini okuyabilir ya da dünya klasiklerini okuyabilir ki bu eserler insanı çok geliştirir konuşma ve bişeyleri anlama açısından :) benden tavsiye :)

9 yıl, 10 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

Paylaştığınız için teşekkürler. SabitFikir okunmalıdır, okutulmalıdır ^.^

9 yıl, 10 ay     
3 kişiden 2 kişi beğenmiş.

@pamuk prenses
Okurken bir başka kimse bizim için düşünür: Biz sadece onun zihin sürecini takip etmekle yetiniriz. Nasıl ki yazmayı öğrenirken talebe öğretmen tarafından kalemle çizilmiş çizgileri takip eder; okurken de tıpkı bunun gibidir; düşünme işinin büyük bölümü zaten bizim için bitirilmiştir. Bunun içindir ki kendi düşüncelerimizle meşgul olduktan sonra elimize bir kitap almak her zaman bizi bir parça rahatlatır. Fakat okurken zihnimiz aslında başka birisinin düşüncelerinin oyun alanından başka bir şey değildir. Ve dolayısıyla öyle olur ki çok fazla —yani neredeyse bütün gün— okuyan ve arada düşünmeksizin geçirilen eğlence yahut meşgale ile kendisini eğlendiren kimse, yavaş yavaş kendi kendine düşünme yeteneğini kaybeder, tıpkı at üstünden inmeyen bir adamın sonunda yürümeyi unutması gibi. Birçok eğitimli insanın durumu bundan pek farklı değildir: Okumak kendilerini ahmaklaştırır. Çünkü her boş vakitte okumak ve sürekli olarak sadece okumak zihni, mütemadiyen elle çalışmaktan daha fazla felç edici bir etkiye sahiptir, zira bu ikinci durumda uğraş kişiye kendi düşüncelerini takip edebilme imkânı sunar. Nasıl ki yabancı bir cismin ağırlığı üzerinden hiç eksik olmayan bir çelik yay sonunda esnekliğini kaybeder; bir başka kimsenin düşünceleri sürekli olarak üzerinde bir baskı yahut tazyik unsuru olarak varlığını korursa bir zihnin durumu da buna benzer.

ALINTI: Arthur Schopenhauer-okumak, yazmak ve yaşamak üzerine

BU KİTABI BU PLATFORMDAKİ HERKESE TAVSİYE EDERİM

NOT: Schopenhauer hayranıyım.

9 yıl, 9 ay     
4 kişiden 4 kişi beğenmiş.

Öneriler güzel, aması var... yine muhalefet kültürüm depreşti :)

(Kitap okumayı başarabilmek konusunda) bir türlü realist (idealist fikirler çok) bilgiler bulamadığım bazı kavramlar var: "halka inmek ya da halka çıkmak" ve "okuma kültürü".

Bir öğrenci arkadaşlarına, lise dersinde bir öğretmen öğrencilerine, amfide bir doçent öğrencilere, köşesinde bir köşe yazarı okuyucularına, dergide dergi yazarı, kitapta bir yazar vs. "çok kitap okumak" için çok şahane, bilimsel ve psikolojik öneriler sunabilir. Bu öneriler onları dinleyenler açısından çok faydalı olabilir. Önemli olan ne sunduğun değil, kime, ne zaman, hangi koşullarda vs. sunduğundur. Öğrenciye, öğretmene, köşe yazarına, düşünce adamına kitap okutma önerileri sunmanın bir marifet olduğunu sanıyorlar. Madende çalışan birisine, pazarcıya, işçiye, çok çocuklu/veya değil ev hanımına, büyük holding patronuna, başbakana, kitap okutabilme formülün var mı? Önerilerin halka iniyor mu, okuma kültürüne dair ne sunuyor? Kitap okuma önerileri sunduğun kitlenin sosyolojine ne kadar hakimsin? Çok okuyor dediğimiz ülkelerin okuma kültüründen ne anladığına baktık mı hiç? Örneğin, çok okuyan ülkeler için "okuma kültürü" halk içindir, bizim için "okuma kültürü" öğrenci vs. içindir. Biz daha 'öğrenciye okuma kültürü nasıl aşılanır'ı becerebilmiş değiliz, nerde kaldı halk. Ben daha öğrencilik dönemlerini geri bırakalı ne kadar oldu ki, kitap okumanın ne kadar zor olduğunu öğreniyorum yaşayarak; demek ki ilerde (okuma konusunda) tam manasıyla (argo tabirle) ayvayı yiyeceğim.

Okuyup-yazmaktan ekmek yiyenlerden "halk kitap okumuyor" zırvalığını çok duyarız. Pek çok yazar, düşünce ve fikir adamından duyarız bunu. Örneğin bir yazar, eleştirdiği halkın bir ömür boyunca çalışarak kazanamayacağı parayı, bir kitap yazarak milyonlar kazanır, utanmadan halk çok cahil, kitap okumuyor der. Okumayan cahil dediğin o halk okumakla ekmek kazansın inan kısa zamanda seni sollar, sen onun yanında cahil kalırsın. Ben devlet lisesi okudum, bilmiyorum özel okulların öğretmenleri nasıl. Ben bir öğretmenin doğru dürüst kitap okuduğuna şahit olmadım. Öğrenciden gerçek anlamda kitap okuyana da pek rastlamadım (bende pek kitap okumazdım, yine okuduğum söylenemez, bu yazım bile çok okumadığımın katını, devrik cümleler... giriş, gelişme vs kavramlar yok. önemli olan yazmak değildir, önemli olan anlaşılmaktır ...). Köşelerinde aynı cümleleri kurup destan yazar köşe yazarları, televizyonlardan ağzı laf yapan onca tanınmışların, tuzu kuruların ne kadar kitap okuduğunu sanıyoruz ki.

Evet, (hem ruhsal, hem aidiyet, hem de sosyal anlamda) kitap okumakta zorlanıyorum, Ece Karaağaç'ın (okuma kültürü gelişmiş ülkeler için yazılmış bilgileri) derlediği bu öneriler benim sorunlarıma çara bulamıyor malesef! Hele "arabada ayakta kitap okuma önerisi" hakkında (Türkiye için) olumlama yapılamayacağının nedenleri için o kadar çok psikolojik ve sosyolojik açıklama gerektirir ki, burası yeri değil. Sadece şunu söyleyerek bitireyim: Bize yerli öneriler lazım!

9 yıl, 10 ay     
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar