Kitap Tavsiyesi ve Fikir Alışverişi

Canan Tan (Temcit pilavı gibi hikayelerini ısıtıp ısıtıp okuyuculara sunuyor. Boş!)
Ahmet Batman( Popülarite ürünü ortaya koyuyor, kalıcı bir şey yok)
Kahraman Tazeoğlu( Kendini tekrar ediyor)
İskender Pala (Sıkıcı sıkıcı sıkıcı!)
E.L. James (Son kitabını bir türlü bitiremedim)
Murat Menteş ( Ruhi Mücerret şişirilmiş balon kıvamında bir romandı)
Elif Şafak (Araf ve Pinhan'dan sonra gözümden düştü)
Irvine Welsh (Küfürden başka bir şey yazmıyor. Yeraltı edebiyatı sadece küfürden ibaret değil)
Tuna Kiremitçi (Ne yazdığını kendisi bile anlamıyor bence)

para kazanayım kaygısıyla kitap yazan hiçbir yazarı okumam.parasını kazanmalı ama bir şey vermeli insana.

Benim adım kırmızıyı okuduğumda bir daha Orhan Pamuk okumam demiştim fakat masumiyet müzesini keyifle okudum. Onun içindir ki artık okumam dediğim bir yazar bulunmamakta, bir kitabını okuyamadım diye yazarı silip atmıyorum.

Yazılanlara şöyle bir göz attım. Elif Şafak, Ahmet Ümit, İskender Pala gibi popüler yazarları zaten çokça tercih etmiyorum.
Ece Temelkuran'ı görünce şaşırdım. Zira onu da ben unutmuşum. Jetawi Yokuşu namı diğer "Muz Sesleri" kitabını gerçekten zor bitirmiştim.
Ama en çok şaşırdığım isim Sabahattin Ali oldu. Neredeyse burada tüm listelerin başında onun kitapları var. Hiç okumadım kitaplarını ama ismine şaşırdım ..

Beğenmediğimiz yazarı ya da kitabı sonradan beğenebiliriz. Bazen bir şans daha vermek lazım. Beş yıl sonra, on yıl sonra. Mesela Madame Bovary'yi 15 yaşında okumak ile 35 yaşında okumak arasında fark vardır.

Luke Rhinehart bana uygun olmayan bir kitap yazmış olabilir Zar Adam serisiyle fakat bu onu kötüleyeceğim anlamına gelmez. Rezalet tarzı kelimeler sarfedilmemeli diye düşünüyorum. İskender Pala ismi geçmiş bir kaç iletide ben çok severim kendisini, yazdıklarını... Severek okurum kitaplarını, edebi yönü baskın yazarlandandır. Öyle yalın basmakalıp cümlelerle geçiştirmez çoğu yazar gibi. S. Collins mesela oluşturduğu epik-fantastik dünyayla çığır açtı kitap dünyasında. Harry Potter serisinden sonra farklı bir kapı araladı. Bizlerin tarzına uymayan kitaplar vardır hiç bir yazara keşke sen artık bu mesleği bıraksan demeyi doğru bulmuyorum.

Öyle biri yok :) tamam her yazarın her kitabından hoşlanmayabiliriz ama mutlaka bir kitabı güzeldir. Serdar Özkan'dan örnek vereyim mesela: Kayıp Gül'ü okurken büyük bir zevk duymuştum ama serinin ikinci kitabı ölümsüz kalp bana boğucu gelmişti...

Sorun da burada işte beğenmediğim kitap illa ki oldu ama bunu yazara mal etmek konusunda ki hatadan bahsediyorum. Stephenie Meyer, Twilight serisini kısa sürede okumuşken aynı yazarın Göçebe kitabını bitiremedim bile. Bu yazarın yaftalanmasını gerektirmez. Siz İskender Pala uslubunu beğenmemiş olamaz mı diyorsunuz? Sıkıcı...sıkıcı...sıkıcı... Bunlar hangi kitabına göre yazıldı merak ediyorum doğrusu. Katre-i Matem ' de ki ağır edebi hitabı Şah ve Sultan ' da görmezsiniz. Sabahattin Ali okumak, anlamak yada anlamamak olay bu olmamalı. Şiir,öykü,derleme,roman,oyun dallarında pek çok eser bırakan bir üstadın ismini, ben bunu anlamadım -hep aynı -idi li cümleler- bu yüzden uslubu kötü asla okumam demek mi doğru olan? Bu tartışmayı bence, yazarların okurken keyif vermediği eserleri olarak yenilemek gerekir.

off kitap da tiyatro gibi tabu mu oldu nedir? kötü yazar diyemeyiz kötü kitap diyemeyiz. şurada eğlenceli eğlenceli içini döküyor işte insanlar :)) ve evet sinan akyüz kötü yazardır :))
geçenlerde de bir tartışma vardı kötü kitaplar diye. orada da erdi insanlar felsefeye bağladılar :))

ben beğenmediğim yazar için zaman kaybı demek istemiyorum ama şöyle mesela; bir arkadaşınla aranda çok kopuk, bir bağ var, arkadaşlığınızı anlamsız buluyorsun, ufkunu açabilen bir başkası için ise hiç susmasa keşke diyebilirsin. aynı şey yazarlar için de olabilir gayet..

ayrıca beğenmediğim bir yazara haksızlık etmemek için en az bir kitabını daha okumaya çalışırım. iyi olan kitabını bulmaya çalışırım. mesela murat menteş, elif şafak, hakan günday, iskender pala, ahmet ümit, suzanne collins için durum bu şekilde. ama olmuyorsa olmuyordur)) mesela ahmet altan son oyun unu rezalet bulup yarım bıraksam da onu yazmadım çünkü kristal denizaltı'nda yakalamış beni bir yerlerde. livaneli mutluluk kitabını pek severek okumadım hatta bazen gıcık oldum ama onu yazmadım çünkü (soytarı nın tersine) kardeşimin hikayesi ni çok sevdim, gibi..

ayrıca roman yazarlarının küçümsendiği yorumuna katılmıyorum. beğenilmeyen yazarların çoğunlukla roman yazarları olması, bizim çoğunlukla roman okuyor olmamızın bir sonucu, başka bir şey değil bence.