Yazmayı sevdiğinizi ve ileride bir yazar olmak istediğinizi düşünüyorum. Gelin, fikirlerimizi paylaşalım. Neler yazarsınız? Yazarken nelere dikkat edersiniz? Hiç kitap çıkarmaya çalıştınız mı? Hadi, bu grup sizi bekliyor! :)
Weasleyhead güzel bir çalışma olabilir :) Önemli olan edebi bir eser ortaya çıkması değil burada birbirini hiç tanımayan insanların bir araya gelerek içinden geldiği gibi rahat bir şekilde yazdığı bir metin bu. Bence önemli olan ve bu işi güzel yapan tarafı da bu zaten. Burada şunu da görmüş olduk insanlar birbirinin içinden geçenleri tamamlayabiliyor. Yani maddi değerlerin öne çıktığı bir dünyada hala gerçek manada hisleri olan insanlar var.
Weasleyhead bunları bir araya getirip düzenledikten sonra çok hoş olacağından eminim.
aynı durum çoğu zaman benim için de geçerli :) küçük bir öykü kitabı dışında hiç kitap tamamlamadım. ki o da beni kesinlikle tatmin etmedi, vazgeçtim yayımlamaktan. senin kılı kırk yaran bir yazar olduğunu görüyorum, hatta sınav senen olmasına rağmen çok titizsin gerçekten de saygı duydum :) umarım sabrının ve çalışmalarının meyvesini en güzel şekilde alırsın ve biz de o meyvenin tadına bakabiliriz :D
Sevgili Defne, inan bana acemice görseydim zaman harcayıp okumazdım. Güzel kalemin var, daha iyi daha güzel nasıl olur bağlamında bildiklerimi paylaştım. Kaleminden öpüyorum.
Aylin gitti Şebnem mi geldi şimdi :) E peeeeki......
Yorumların için teşekkürler, dikkat edeceğim :) Ben bu başlığı açarken sadece eğlenebileceğimiz bir yer olsun istedim. Kitap yazmak zevkli çünkü. Gerçeği söylemem gerekirse yazdığım romana gösterdiğim özeni buradaki hikayeye veremiyorum. Öncelikle, hikaye ilerledikçe üzerinde oynama yapamıyoruz. Bu bir sorun. Ama dediğim gibi, benim eğlenmek için açtığım ve bunun için yazdığım bir başlık. Bir de okunma kaygım yok :) Tekniğimizi geliştirebilmek için düzenlenmiş bir alan olarak düşünülebilir burası. Ama bu hikaye sonlandığında arkadaşlardan birisinin konuyu alıp elden geçirmesini ve yazılanları kitap olarak piyasaya sürmesini isterim. :)
Nazenin, Müge'nin yüzünde oluşan şaşkın ifadeyi görünce biraz yumuşadı. "Kötü bir haber daha mı?" diye sordu yorgun bir şekilde. Müge "Artık bir planımız var," dedi anneannesinin yüzüne bile bakmadan. "İyi mi kötü mü olduğuna sonra karar veririz. Beni takip edin," dedi. Geldikleri uzun tünelden Müge ve Nazenin önde, Bora arkada dönerken Bora kendini iyiden iyiye işe yaramaz hissetti. Tekrar bu işlere bulaşmamış olmayı diledi. Müge ve anneannesinin tartıştığını duyabiliyordu.
"Onu iyi eğitmemişsiniz" diyordu Nazenin. "Ne kadardır sizinle?"
"Onu 'hiç' eğitmedik. Çünkü planlarda onun dahil olması yoktu. Tahsin onu alıp getireli yalnızca birkaç gün oldu. Ona yüklenmeyi bırak artık! Daha önemli sorunlarımız var."
"En azından onun bir sorun olduğunu fark edemeyecek kadar kör değilsin." Müge hızla başını çevirip ona baktı. "Şimdilik..." diye ekledi muzipçe Nazenin.
"Ne ima etmeye çalışıyorsun?" dedi Müge dişlerinin arasından.
"Ah, hiç..." dedi Nazenin masum bir tavır takınarak. Müge adımlarını yavaşlatıp göz ucuyla Bora'ya baktı. Bora'nın yanakları al al olmuştu. Adımlarını tekrar hızlandırıp arayı biraz açınca birden Müge dönüp anneannesine "Sana bir mesajım var..." dedi. "Tahsin'den..." Kızarma sırası Nazenin'deydi. "Dediğine göreeee... " diye devam eti Müge kelimeleri inadına yavaş yavaş söyleyerek. Nazenin "Uzatma Müge!" diye buyurunca "seni özlemiş." diye tamamladı Müge.
"Bunu ne zaman söyledi? Tekrar konuştuğunuzda ona de ki..."
"Buna gerek yok. Birkaç dakika sonra ona kendin söylersin." dedi Müge zafer kazanmış bir havayla.
Nazeninin bir an konuşamadı. Sonra "Planı anlatmadın? Müge, hemen planı anlatır mısın?"
"Ne zamandan beri bilmediğin planları uyguluyorsun?" dedi Müge gülerek.
"Bana ne oldu bilmiyorum..."
"Sanırım beni ve Bora'yı eleştirmekten vakit kalmadı." Müge'nin keyfi yerine gelmişti. Bora da gülümsemekten kendini alamadı.
"Artık şu planı anlatacak mısın?" dedi Nazenin sertçe.
"Tahsin bizi ormanda bekliyor. Sonra ne olacak bilmiyorum. Buradan bir çıkalım da..."
"Anladım..." dedi Nazenin Bora'yı şaşırtacak bir sakinlikle. Ama Müge onun bu değişken ruh haline alışkındı. Yürürken anneannesinin çaktırmadan saçını düzelttiğini görünce gülmemek için kendini zor tuttu. Ama Nazenin hiçbir şeyin farkına varmadı, dalgın dalgın yürüyordu.
Tünelden ve evden sorunsuz çıktılar. Bu kolaylık Müge'yi ve Nazenin'i tedirgin etti. Ormanın iç taraflarında biraz dolaştıktan sonra arabayı buldular. Tahsin hemen dışarı çıktı. Yalnızdı. Hepsinin yüzüne şöyle bir baktı. Gözleri Nazenin'de biraz daha fazla oyalandı. Sonra
"Diğerlerine bizi aşağı yolda beklemelerini söyledim." dedi. Bıkkın bir ifadeyle Müge'ye baktı. "Haydi binin" dedi. Nazenin geçip ön koltuğa yerleşti. Müge arabanın kapısına hamle etti, bu arada "Kız yanında mı?"diye sordu Tahsin'e. Ama Bora yerinden bile kıpırdamadı. Tahsin Bora'ya 'Bin' dercesine bir bakış attı. Ama Bora "Düşündüm de..." dedi bunca olaydan sonra kalan üç beş parça cesaretini toplayarak. "Yollarımızı burda ayırmalıyız. Size ayakbağı olduğumu biliyorum. Beni her ne amaçla olaylara dahil ettiniz bilmiyorum ama," dedi Tahsin'e bakarak "size hiç faydamın dokunmadığı kesin."
Müge tam "Bora-" diye başlamıştı ki Bora "Kimseye bir şey anlatmam" dedi üstüne basa basa. Kendini yeterince kötü hissediyordu zaten. Müge'yi bulmuşken ondan kendi isteğiyle ayrılıyordu. Önünde korkak durumuna düşmek de cabası.
"Olmaz" diye kestirip attı Tahsin. Bora'nın itiraz etmesine izin vermeden "Sen bize lazımsın. Ayrıca çocuk kaçırma suçundan aranıyorsun. Senin de bize ihtiyacın var." dedi. "Hem..." kelimeler ağzından zorla çıkıyormuş gibi "yeteneklerini küçümseme." dedi ve hemen arabaya bindi. Gerçekte Bora gitmeyi hiç mi hiç istemiyordu. Buna sevindiği bile söylenebilir. Bu sözlerden sonra Müge'nin bir bakışı arabaya binmesine yetti. Ama Müge'nin sorusu cevapsız kalmıştı.
Yazarken, "ne ve nasıl yazayım" dan önce "okunmayı nasıl başarırım"ı düşünmekle başlayabiliriz .
Vay be, gerçekten hepinizden çok iyi şeyler çıkıyor :D Çok zevkli :D