Kitaplardan En Sevdiğimiz Alıntılar

Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...

Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)


Tür: Genel | Açılış, 27 Mayıs 2012
<< tüm tartışmalar

Karma kitaplardan alıntılar

Tartışma Cevapları

31 ile 40 arası cevap gösteriliyor, toplam 44 cevap.
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

"İnsan sevdiklerini öldürür diye bir söz vardır ya;
aslında bakın,
insanı öldüren hep sevdiğidir."

Dövüş Kulübü - Chuck Palahniuk

12 yıl     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

kitap: Prag Mezarlığı
alıntı: insanın kendi sefilliğine mazeret bulabilmesi için nefret edecek birine gereksinmesi vardır.
sayfa: 383

12 yıl, 4 ay     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

"Gerçek adın ne?” diye fısıldadı.
Gülümsedim.
“Benim adım Udo.”
“Uuu-do mu?”
“Evet. Udo, barış demektir. Barış ne demektir biliyor musun, Charlie?”
Charlie kafasını salladı.
“Barış, insanların birbirlerine gerçek adlarını söyleyebildikleri bir zamandır.”

Küçük Arı- Chris Cleave

12 yıl, 3 ay     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

Şişe içinde ırmağa atılmış mektup gibiyim. Hem ırmağın içindeyim, hem ona katkım yok. Hem diyeceğim bir şeyler var şişenin içinde kapanmış, hem ırmağın bunlardan haberi yok ve olmayacak. Hem ırmak beni bir yerden bir yere götürüyor, hem gittiğimiz yönü ben saptamıyorum. Hem ırmak bana dokunmuyor, hem ben ırmağa dokunamıyorum. Birbirimize değmiyoruz...


Pınar Kür, Akışı Olmayan Sular

12 yıl, 3 ay     
4 kişiden 4 kişi beğenmiş.

Nasıl oluyordu da biten bir ilişkide her iki tarafta haksızlığa uğrayanın kendisini olduğunu düşünebiliyordu?
Aradığı açıklamayı en nihayet, bir çift martının uçuşuna tanık olduğu bir günde bulmuştu ressam.
Kaldığı evin az ilerisindeki falezlere kurmuştu o gün tuvalini. Tam resme daldığı sırada, yakınından havalanan bir martı denize doğru süzülüşe geçmişti. Hemen ardından karşı kıyılardan fırlayan bir başka martıda aynı yönde alçalmaya başlamıştı. İkisi de suya çarpmalarına az bir mesafe kala, seri birer manevra yaparak göğe doğru yükselişe geçmiş, adeta kanatlarıyla birbirlerine sarılmış bir vaziyette, falezlerin seviyesini bir hayli aşana dek yükselişlerini sürdürmüşlerdi.
Bu iki martının uçuşunu izlerken, kendince bir çıkarımda bulunmuştu;
BAĞLANABİLMEK İÇİN, ÖNCE BAĞIMSIZ OLMAK GEREKİR!
Oysa insanların çoğu yeni ilişkilere eski bağlarla geliyorlardı. Geçmişten taşıdıkları ister güvensizlik, ister anlaşılamamak, isterse de çevrelerine ördükleri savunma duvarları olsun, her bağ yeni ilişkiyi özgürce yaşamalarını engelliyordu.
Daha önceki ilişkilerinde haksızlığa uğradıkları konusunda belki haklıydılar ama, haksızlık edenin karşı taraf değil de, bir türlü bırakamadıkları "geçmişleri" olduğunu göremiyorlardı.
İşte, farklı kayalarda, ayrı ayrı kendine yetebilmeyi gerçekleştirebilmiş bu iki martı, birbirleri için "geçmiş"teki yerlerini terk edebilmiş; sıfır seviyesine inerek benlik bağlarından arınmış, böylece "bir" olarak göğe doğru yükselebilmişlerdi.

Serdar ÖZKAN-Kayıp Gül

12 yıl, 4 ay     
4 kişiden 4 kişi beğenmiş.

Benim sana verdigim Pahadir seni degerli kilan..

Cariye- Gül irepoglu

sayf 118.

12 yıl, 4 ay     
4 kişiden 4 kişi beğenmiş.

İnsan yaşamında hayaller nerede başlar, gerçekler nerede sona erer? Buna cevap vermek çok güç...

Fedailerin Kalesi: Alamut - Vladımır Bartol

12 yıl, 3 ay     
4 kişiden 4 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Fazla özgür olmak ve hatta bütün gereksinimlere sahip olmak bile iyi değildir. Bizim babalarımızdan daha yoksul ve daha mutluydular, çünkü doğayla temas halindeydiler. Modern dünya bize tarlalarımızı bozan buharı, pek çok yoksulun işini elinden alan ama bir zamanlar sahip olduğumuz dokumaları yapamayan dokuma tezgahları verdi. Kendi başına terk edilen insan, özgür olamayacak kadar kötüdür.

Dünya düşüncelerle değiştirilemiyormuş. Az düşünce üreten kişiler daha az hataya maruz kalıyorlar, onlar herkesin yaptığını izliyorlar, kimseyi rahatsız etmiyorlar, başarıyorlar, zenginleşiyorlar, iyi pozisyonlara ulaşıyorlar, milletvekilleri, şöhretli edipler, akademisyenler, gazeteciler oluyorlar, ödüllere, nişanlara boğuluyorlar. İşini böyle yürütene aptal mı denir? Aptal benim, yel değirmenleriyle savaşmaya çalışan ben.

Maktul onu katledenin kim olduğunu bilmeyecekse birini katletmenin manası yoktur, öyle değil mi?

Prag Mezarlığı - Umberto Eco

12 yıl, 4 ay     
4 kişiden 4 kişi beğenmiş.

Yukarıda gökyüzü,aşağıda yeryüzü var; ben ikisinin ortasında sıkışıp kaldım.Özgürlük nerede?

Sessiz Göç/ Asuman Güzelce

12 yıl, 2 ay     
5 kişiden 5 kişi beğenmiş.

Genç adam sevmiş ve sevgide kendini bulmuştu. Oysa çokları sever, ama sevgide yitirirler kendilerini.

Herman Hesse, Sevgi Üzerine

12 yıl, 3 ay     
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar