Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Sen bir kişiye değil korsan yayın almış herkese hırsız dedin ki burada zan altında olan kimseler arasında hırsızlık yapmış bir tane adam yok. Birinin izinsiz kopyalayıp sattığı ürünü satın almış insanlar var. Üstüne Korsan yayın basan adam bile hırsızlık yapmıyor izinsiz kopyalıyor ikisinin arasında dağlar kadar fark var. Kimse Dan Brown'un taslağını alıpta altına Ali Başıküçük yazıp satmıyor ürünü olduğu gibi kopyalayıp satıyor. Bak sana en basit şekliyle tanımlar arasında ki farkı anlatayım Para basana kalpazan, çalana hırsız derler. Ha ama sana göre sincapta faredir o senin sorunun tanımların değil.
Burda kimsenin korsanı (kitap, film, müzik vs.) övdüğünü zannetmiyorum. Çeşitli nedenlerle korsana yönelen insanları ve neden yöneldiklerini açıkladıklarını görüyorum.
İkinci olarak sık sık emek ve fikir hırsızlığı diyorsunuz da ben, çok uzun yıllar önce aramızdan ayrılan Tolstoy'un mu, Dostoyevski'nin mi, R. Nuri Güntekin'in mi emeğini, düşüncesini, fikrini çalıyorum?
Burada emek ve fikir hırsızlığı diyeceğinize yazarlar, aydın kesim, ilgililer bir adım atsın. Mesela desinler ki, "Kardeşim siz ne yapıyorsunuz, Ülkenin çoğunluğunun yoksulluk ve açlık sınırının altında olduğu, işsizliğin (sanırımı 3 milyona yakın) durmadan artığı ülkede bu kadar yüksek fiyat belirliyorsunuz; bir standardınız yok, aynı kalitede bir kitabı biriniz 25'e satarken diğeriniz nasıl 35'e satıyorsunuz?"
Laf kalabalığını bırakın artık, açık açık "Parası (ve imkanı) olmayan okumasın," deyin.
Aynı kalitede 25'e satılan kitabı 35 satan yayınevi emek, fikir hırsızı olmayacak da ben olacağım.
Ben bu grupta kime isim isim "sen hırsızsın, hırsızlık yapıyorsun" demişim acaba! Ben çok net bir olguyu dile getiriyorum. Bu işi yapan da satan da emek hırsızıdır. Bunu, terim anlamı olarak başka yerlere çekemezsiniz ya da hafifletemezsiniz. Bu adamlar emek ve fikir çalıyorlar ya! Niye anlamak istemiyorsunuz. Bundan daha acımasız bir hırsızlık türü var mı? Birçok insan kendi evinden, dükkanından, ofisinden, okulundan, veya kendinden çalınan fiziksel şeyleri affedebilir, karşısındakinin bunu yapmaya zorunlu kaldığını, ihtiyaçtan yaptığını düşünebilir. Ben de zaman zaman böyle düşünüyorum, fakat seri ve sistematik bir biçimde yapılan fikir ve emek hırsızlığının bence affı yoktur. Yani bunun önemini azaltıp; yok efendim "bu çoğaltmaktır, kopyalamaktır" demek nasıl bir şey ben bunu çözemiyorum işte.
Siz de bilirsiniz ki edebiyatta ve akademik yayınlardaki en büyük yüz kızartıcı suç intihaldir. Bunun cezai yaptırımları olsa da asıl önemlisi etik yıkımdır. Bu tür yayın yapan yazarlar bir daha toparlayamaz kendisini çünkü fikir hırsızlığı yapılmıştır bir kere. Artık kimse onları ciddiye almaz. Korsan kitapta ise hem emek hem düşünce hırsızlığı vardır ve buna ortak olmak bir o kadar yüz kızartıcıdır bana göre. Eğer çok kitap okumak istiyorsak herkesin hem fikir olacağı kitaba ulaşma yollarını üste saydık. Bunun dışındaki illegal yollar için de fikrimi net bir şekilde belirttim.
Hırsızlık çok başka bir eylemdir bu kopyalamaktır, izinsiz çoğaltmaktır çalmak değil. Kimse korsanını bastığı kitabın altına yazar ismi olarak kendi ismini yazmıyor. (işte hırsızlık böyle bir eylem) Alıcısı da fırsatçılıkla suçlanabilir neticede basan kendi değil. Kişisel fikrimce de eylem hırsızlık değil sahteciliktir. Böyle olmasına rağmen çıkıpta fırsatçısınız siz diyemem. İşte etik burada biter sen hem orjinal ürün kullanın insanlar kazansın diye tavsiyede bulunup hemen ardından sahtekarsınız, fırsatçısınız, hırsızsınız dediğin zaman bir önceki tavsiyeni kim niye kaale alsın. İkinci paragrafında haklısın biraz kolaya kaçmak daha önce bir cevabımda da dediğim gibi bazen bir kaç ay beklemek çok zor geliyor. Böyle söylediğime de bakma korsandan yana 15 senede 4-6 kitap almışlığım var biri de Stephen Kingti sonra gittim orjinalini koydum kütüphaneme. 3-4-6 farketmez eylem kötü bir davranış. Yine de bir adam çıkıpta hırsızsınız hepiniz deme hakkına sahip değil.
Yani sana göre bir şeyin hırsızlık sayılması için, o kişinin yakalanması veya ceza mı alması lazım? Ceza almayan, yakalanmayan hısızlar aslında hırsızlık yapmamış mı oluyor? Bu sorunla ilgili yasal boşlukların olması ve bu tür insanların ceza almaması yapılan eylemin emek hırsızlığı olduğu gerçeğini değiştirir mi? Tekrar soruyorum; eğer bu insanlar(alan-satan) emek hırsızlığı yapmıyorlarsa bunun adı nedir? Gerçekten fikirlerinizi merak ettiğim için soruyorum ama yine sorularıma cevap alamıyorum ve yine genel bir takım farazi ithamlara maruz kalıyorum ve konunun özüne dair bir bilgi göremiyorum ısrarla(sözüm sadece sana değil tabi ki)
Bir de korsan kullanıp da bunun kötü olduğunu biz de biliyoruz tarzı kolaya kaçmalar bence doğru değil. Yani en azından bana göre durum bu. Ayrıca senin dışında buradaki birçok kişi de korsan ürün almanın kötü olduğunu düşünmüyor, hatta savunuyor. Bundan sıkıntı duymadığını belirtiyor.
Bu tür tartışmalar, kısır döngü içinde devam etmediği sürece bence faydalıdır. Belirtmek istedim sadece.
Bütün dünyada korsan kullandığı için hırsızlık suçundan ceza alan bir adam yok, korsan ürün kullanmakla hırsızlık ayrı suçlardır ayrı yargılanırlar ayrı cezalar alırlar. Sence hırsızlık olduğu için gerçeği de böyle çarpıtmak/gerçekmiş gibi kabullenmek körlüktür kabul ediyorum. Sana en aşağı 5 arı insan korsan kullanmış olmasına rağmen korsanın kötü bir eylem olduğunu söyledi ama sen hala sanki burada gözümüzde korsan bandıyla geziyoruz da onun savunuculuğunu yaptığımızı düşünüyorsun. YANLIŞSIN ben seni haddin ve hakkın olmadığı şekilde konuşmakla itham ediyorum.
Ek notuna not : Yukarıda dedim ya 5 yaş grubu araman lazım.
@Gezgin
Konunun başından beri yazdıklarım, sadece senin fikirlerin temelinde anlamlanan şeyler değil. Genel bir takım, kendimce gördüğüm yanlışlar üzerinden edilmiş laflardır. Lakin işin diğer boyutuna geçersek saydığınız hemen hemen tüm argümanlara cevap vermişken(herhangi bir karşı cevap görmedim henüz. Varsa ben görmemişim. Kusura bakmayın), size yönelttiğim sorulara herhangi bir cevap alamamam sanırım tartışmanın tıkandığı nokta oluyor. Dahası saydığım argümanlar sizin tarafınızdan da inatla çarpıtılmakta. Hangi yazımda 35 tl ile geçinenleri saçmalıkla suçlamışım acaba? Vermiş olduğun örneğin sanat eserleri alımında geçerliliği olmadığının, bu konunun ayrı bir tartışmanın konusu olduğunun ve sanat eserleri alımlarının belli bir gruba hitap ettiğinin, zaten 35 tl ile geçinen adamın bu taraflarda hiç işinin olmadığının(adam hayatta kalmaya çalışıyor çünkü) eleştirisini yaptım. Bu bir;
İkinci olarak ortaya koyduğum her argümana; "korsan almaya zorunda kalmak, kitapların pahalılığı, sanane bizim ne aldığımızdan, sen bize öyle diyemezsin" ve türevleri şeklinde genel ve altını dolduramadığınız cevaplar aldım. Sayfalarca yazılan yazılar içerisinde korsanı savunan bir allahın kulunun adam akıllı bir analizini görememem(gören varsa yine özür dilerim) benim sorunum değildir.
Üçüncü olarak dünyanın her yerinde korsan ürün satan ve buna ortak olan(alıcı) kişiler, hırsızlıkla ve emeğin çalınmasına ortak olmakla suçlanır. Lütfen bunun başka bir sözlük karşılığı veya genelgeçer bir terimi varsa, kendi cehaletim içerisinde kavrulduğum şu dakikalarda beni kendime getirmiş olacaksınız.
Ek not: Bir de garip bir inatla, sürekli az da olsa korsan ürün kullandığım konusunda farazi bir takım şeyler söylenmekte. Şimdi ben sana sadece kullanmadığımı anlatabilirim. Bunun dışında gerçekten yapabileceğim hiçbir şey yok. Eğer bu şekilde tartışmak istiyorsanız benden size hayır yok, çünkü buna yapabileceğim yorum sadece kör dövüşü şeklinde olacaktır. Eğer söyleyecek şeyleriniz varsa söyleyin yoksa, bilinmesi temelde imkansız konular üzerinden sanal bir tartışma çıkarmayı bırakın.
Arkadaşım benim sen konusunda taktığım şey korsan değil korsan konusunu geçeli çok oldu. Korsan konusunda zaten başından beri hemfikiriz çok ufak bir nüansla ben mecbur kalırsam alırım diyorum çünkü daha önce bir kaç defa yaptım. Benim takıldığım nokta böyle bir konu da ahlak vaazı verip buradan onbinlerce insana hırsız diyebilecek kadar cesaret ve cehalet gösteriyorsun. Bende olabildiği kadar yapılmamasından yanayım lakin çıkıpta senin söylediğini söyleyemem. İdealistlik güzeldir gelişime yardımcı olur yalnız realiteyle güçlendirilmedikçe hayalden öteye geçmez. Sana 35 tl ye ay geçirmek saçmalık gelebilir bu durumda olan kimbilir kaç bin öğrenci vb. insan vardır. kitapevlerini ,yazarları , dağıtım organlarını düşünebilirken böyle insanları düşünememen bir de üstüne ahlak timsaliymiş gibi yargıya varman aşırı ironik. Yalnız hayatında hiç mp3 edinmediğine ya da netten film/dizi izlemedğine değil ben 5 yaşında ki çocuk bile inanmaz.
Buraya kadar yazıştık durduk amacım yermek, kırmak değildi haddim de değil. Bakış açısını biraz değiştirmek dünyanın siyah beyaz olamadığı gerçeğine çevirmekti. sürçü lisan ettimse kusuruma bakma.
Konu niye bu kadar saçma bir yere gitmiş anlamadım, ama tüm sabrımla anlatayım. Şimdi güzel arkadaşım, kitap satın alımı ve bunun koleksiyonunu yapmak diğer tüm sanat eserlerinde olduğu gibi belli bir zümreye ait bir olaydır. Bu Birleşik Devletler'de de böyledir, Japonya'da da, İngiltere'de de, Türkiye'de de böyledir. Size kim sanat eserlerinin ucuz bir uğraş olduğunu söyledi ki? ha diğer taraftan imkanı olmayanların da bu tür eserlere ulaşması için belli başlı oluşumlar var devlet eliyle veya özel. Bunlardan biri halk kütüphaneleridir. Yetersiz ya da değil. Konumuz bu değil, ama böyle bir yapı vardır. İkincisi okul kütüphaneleridir. Hiçbir imkana sahip olmayan çocuklar içindir bunlar da. Üçüncüsü hibe yoluyla gönderilen kitaplardır. Bunların da içeriği yeterli ya da yetersiz, onu tartışmıyorum. İlerde isterseniz o konu hakkında da sayfalarca yazabilirim. Ayrıca zaten benim söylediklerim üç yaşında su satmak, ayakkabı boyamak veya bunun gibi işler yapmak zorunda kalmış çocuklara ya da onlar adına değildir. Benim lafım 25 tane korsan kitaba 150 tl verebilen, bu parayı vermeye gücü olan ve daha da korkuncu bununla övünen zümreyedir. Şimdi çıkıp da 35 tl'ye bir ay boyunca geçinen insanlar var demek işin saçmalama kısmına girer ve konumuzla uzaktan yakından alakası yoktur. Hayat şartları, kişi başına düşen gelir ve gelir eşitsizliği konusunda ayrıca tartışabiliriz. Bunlar hakkında da söyleyeceğim çok şey var.
Vallahi daha nasıl ayrıntıya girerek anlatabilirim bu konuyu şahsen çözemedim.
Birde sanırım hiçbir ürünün korsanını almamam çok sinir bozucu olmuş bazı arkadaşlar için. Evet hiçbir ürünü bilinçli şekilde korsan olarak kullanmıyorum. Hiçbir konuda(etnik ya da siyasi) milliyetçi olmamama rağmen ve hükümetin birçok politikasını eleştirmeme rağmen(gezi olayları mesela) bu devleti düşünüyorum ve kayıtdışı ekonomiye destek olmak istemiyorum. Bu tür yanlış gördüğüm devlet ve özel sektör politikalarını eleştirmem gerektiğinde ise bunu usulüyle, hakkımı arayarak yapıyorum. Daha da önemlisi kendimi kandırmıyorum çünkü en başta kendime saygım var.
@leddd senin bir şey görmen zaten imkansıza yakın o bahsettiğin yaşam tarzı sana ait insanlara değil. Sen 35tl yi yok bir meblağ görürken o 35tl ye yabancı bir şehirde ay hatta daha fazla idare etmek zorunda olan insan var sen onlara buradan hırsız diyeceksin sonra da kalkıp buradan hala da ahlak konuşması yapmakta ısrar edeceksin. İkinci nokta yalan ama pc/tel/ıpad vb araçlarında korsan bir yayın yoksa ya da en azından girip internetten film izlemediysen ya bu ülkede yaşamıyor ya da basım/dağıtım sektöründe size deli ücretler ödüyorlar demekki ağlayacak durumda değilsiniz.