Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin ilk kitabı.
Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin ilk kitabı.
Amin Maalouf - Semerkant.
Daha kötüsü sona sahip bir kitap okumadım. Okuduğumda sinirden çatlamıştım.
Amin Maalouf - Semerkant.
Daha kötüsü sona sahip bir kitap okumadım. Okuduğumda sinirden çatlamıştım.
Okuyalı 1 hafta ya oldu, ya olmadı. Mülksüzler ütopyadan çok ütopya denemesi denebilir.
Okuyalı 1 hafta ya oldu, ya olmadı. Mülksüzler ütopyadan çok ütopya denemesi denebilir.
Japon edebiyatının aykırı çocuğu Haruki MURAKAMİ, Zemberekkuşunun Güncesi adlı, kendisine dünya edebiyatında önemli bir yer açan romanıyla Türkçede. Onu İmkânsızın Şarkısıyla tanıyan okurları yine keyifli edebiyat dakikaları bekliyor. MURAKAMİ bu kez çağdaş politikanın anlamsızlığından, İkinci Dünya Savaşında Japonların saldırganlığından ve aşkın gelip geçiciliğinden söz ediyor. Tokyonun bir banliyösünde yaşayan anakarakteri Toru, otuzlu yaşlarının başında, işsiz, evliliği kötü giden, amaçsız biridir. Roman, onun gerçekle hayal arasında gidip gelen maceralarını anlatır, ki bu maceraların arasında bir kuyuda vakit geçirmek ve o kuyudan aniden bir otel odasına geçmek, hatta orada bir kadın tarafından baştan çıkarılmak da vardır. Bu çılgın fikirlerin arasına başkalarının hikâyeleri de girer, acımasız savaş hikâyeleri...Torunun başına gelen olağandışı olaylar MURAKAMİnin hayalgücünün genişliğini bize bir kez daha gösteriyor. Gerçekle olağanüstü arasında gidip gelen bu romanın dünyasını okuyucuya cömertçe ve hiçbir sınır tanımadan sunduğu kesin. Üstelik cesur bir girişim bu. Yani Zemberekkuşunun Güncesinde MURAKAMİnin yetkin ve cesur kalemiyle bir kez daha buluşacaksınız. Ki, bu bile başlı başına bir zevk!
Japon edebiyatının aykırı çocuğu Haruki MURAKAMİ, Zemberekkuşunun Güncesi adlı, kendisine dünya edebiyatında önemli bir yer açan romanıyla Türkçede. Onu İmkânsızın Şarkısıyla tanıyan okurları yine keyifli edebiyat dakikaları bekliyor. MURAKAMİ bu kez... tümünü göster
Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan alıyorlar; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı. Odoculuk anarşizmdir. Sağı solu bombalamak anlamında değil: kendine hangi saygıdeğer adı verirse versin bunun adı tedhişçiliktir. Aşırı sağın sosyal-Darwinist ekonomik özgürlükçülüğü de değil; düpedüz anarşizm: eski Taocu düşüncede öngörülen, Shelley ve Kropotkin'in, Goldmann ve Goodman'ın geliştirdiği biçimiyle. Anarşizmin baş hedefi, ister kapitalist isterse sosyalist olsun, otoriter devlettir; önde gelen ahlakî ve ilkesel teması ise işbirliğidir (dayanışma, karşılıklı yardım). Tüm siyasal kuramlar içinde en idealist olanı anarşizmdir; bu yüzden de bana en ilginç gelen kuramdır.
Ursula K. Le Guin...
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrimi satın alamazsınız. Devrimi yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir." Konuşmasını bitirirken, yaklaşan polis helikopterlerinin gürültüsü sesini boğmaya başladı.
Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan alıyorlar; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen... tümünü göster