Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
İnsan hayatının normal amacı dört mevsimde de, yani hayatın dört çağında da fazla hoplayıp zıplamadan yaşamak ve son güne kadar hayat kadehinin hiçbir damlasını israf etmemektir: Ağır ağır yanan bir ateş, ne kadar şairane olursa olsun şiddetli bir yangından daha iyidir. Sonuç olarak da şunu ekledi: Bu düşündüklerimi gerçekleştirmekle mutlu olacağım, fakat fazla umudum da yok, çünkü bu çok zor bir iş.
"Kurnazlık bozuk para gibidir: Onunla büyük şeyler satın alınmaz. Bozuk para ile bir insan ancak bir kaç saat yaşayabilir. Kurnazlıkla bir şeyi gizleyebilirsiniz, bir adamı aldatabilirsiniz, ama onunla geniş bir ufka varamazsınız, büyük olayları bir sonuca götüremezsiniz. Kurnazlık kısa görüşlüdür: Burnunun ucundakini iyi görür, fakat çok defa insanı başkaları için hazırladığı tuzağa düşürür."
İnsanın kendi dilediği gibi değil tanrının emrettiği gibi yaşaması doğru bir yol ama... Oblomov düşündü. <Hayır. İnsan istediği gibi yaşayamaz doğrudur.> İçinden vakur isyan dolu bir ses yükseliyordu. Yoksa insan en derin zekanın bile içinden çıkamayacağı bir çekişmeler karanlığına düşer. Bir gün bir şeyi istersin ertesi gün tutkuyla ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. İşte insan hayatta kendi isteğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. Bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz: Hayat budur işte... Kİm demiş hayat zevk ve mutluluktur. Ne saçma düşünce! Hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir.
Elveda benim şiir dolu gayem. Bu hayat değil ki, kürek mahkumluğu boyuna gürültü. Peki ama ne zaman yaşayacağım? Otursam oturduğum yerde daha iyi olmaz mı acaba?
Avrupa hayallerini gerçekleştirmek için kuran insanların ülkesidir. Orada gerçekleşmeyen her hayal bir acı kaynağı bir tragedya konusudur. Doğuda ise hayal bir keyif bir gerçekten kaçma vesilesidir. Doğulu geviş getirir gibi kendi içinde başlayıp kendi içinde biten hedefsiz başıboş hayaller kurar.
Ben yıpranmış bir elbise gibiyim. Nedeni ne iklim ne de iş yorgunluğu. On iki yıldır içimdeki ateş, yakacak hiçbir şey bulmayınca kapalı kaldı, kendi zindanını yaktı ve söndü. Benim içimde ne yakıcı ne de kurtarıcı bir ateş yanmadı.
Burnun yanı kaşınırsa haber, kaşlar kaşınırsa göz yaşı, alın kaşınırsa birini göreceksiniz, sağ taraf kaşınırsa erkek , sol taraf kaşınırsa kadın, kulak kaşındı mı yağmur var, dudaklar öpüşme, bıyık kaşınırsa şekerleme yiyeceksiniz, dirsek kaşınırsa yer değiştireceksiniz, ayakaltı yolculuk.