Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
"Kurnazlık bozuk para gibidir: Onunla büyük şeyler satın alınmaz. Bozuk para ile bir insan ancak bir kaç saat yaşayabilir. Kurnazlıkla bir şeyi gizleyebilirsiniz, bir adamı aldatabilirsiniz, ama onunla geniş bir ufka varamazsınız, büyük olayları bir sonuca götüremezsiniz. Kurnazlık kısa görüşlüdür: Burnunun ucundakini iyi görür, fakat çok defa insanı başkaları için hazırladığı tuzağa düşürür."
"Evlenen kadın değildir ki, bizimle evlenirler ya da bizi kocaya verirler."
"Aşk bazen beklemez, insanın içini bir ateş sarar, bütün varlığı ürpertir; öyle derin bir sevinç ve keder verir ki..."
"Korkunç olan insanın ölmesi değil, ölmeden önce geçirdiği acılı saatlerdir."
Gurur hayatın tuzudur derler; gururum nereye gitti? Ya ben yaşadığım hayatı anlayamadım ya da bu hayatın hiçbir değeri yoktu. Daha iyisini de bulamadım, göremedim, kimse de göstermedi.
İnsan hayatının normal amacı dört mevsimde de, yani hayatın dört çağında da fazla hoplayıp zıplamadan yaşamak ve son güne kadar hayat kadehinin hiçbir damlasını israf etmemektir: Ağır ağır yanan bir ateş, ne kadar şairane olursa olsun şiddetli bir yangından daha iyidir. Sonuç olarak da şunu ekledi: Bu düşündüklerimi gerçekleştirmekle mutlu olacağım, fakat fazla umudum da yok, çünkü bu çok zor bir iş.
İçinizdeki güç canlandığı zaman, derdi, çevrenizdeki hayat da yeni bir anlam kazanacak, şimdi görmediğiniz şeyleri görecek, işitmediğiniz şeyleri işiteceksiniz: Sinirleriniz birer tel gibi ses verecek, dünyaların müziğini duyacaksınız, otların büyüdüğünü işiteceksiniz. Bekleyin, acele etmeyin, bir gün kendiliğinden olacak bu.
Bütün bunlar, gençlikte güzel; çünkü gençlik heyecanların tatlısına, acısına kolayca dayanır; benim yaşımda insan, huzuru arıyor, ben uykulu ve uyuşuk huzura alışmışım; fırtınalara tahammülüm yok.
Çokları benim bu hareketime şaşarak, ne diye kaçıyor? der; Çokları da gülecek. Gülsünler umurumda değil. Sizi görmemeye katlandıktan sonra nelere katlanamam ki?
Oblomov ellerini oğuştutarak düşündü: İşte bak, Anisya bile, olacak şey mi diyor. Ah mutluluk! Sen ne kadar zayıf, ne kadar cılız bir şeysin! Duvak, portakal çiçekleri, aşk... Bunlar güzel ama para nerede? Ey aşkın meşru ve temiz mutluluğu! Demek seni de satın almak gerek?
"Ancak dürüst olmayan insanlar kendilerinden istenen şeyi yapmamak için istenmeyen ve yapılamayacak fedakarlıklardan söz ederler."