Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Çok önemli bir konuya değinmişsiniz. Sürekli aklımın bir ucunda olan ve beni de düşündüren bir olay. Kendim adına konuşayım 19 yaşıma geldim ve adam gibi kitap okuma alışkanlığımı yeni edindim diyebilirim .Sanırım benim için okulda öğretmenlerimin zorla sevmediğim kitapları okutması bunda büyük etken. Özellikle son 1 yıl üniversite sınavı için hiç okuyamadım ama son 1 ayda 10 kitap okudum ve ne kadar özlemiş olduğumun farkına vardım.
Kitapların pahalı olması da başka bir etken bence. Çok beğendiğim bir kitabın 30 tl olması ve daha birçok kitap alacak olmam benim gibi öğrencileri zora sokuyor olmalı diye düşünüyorum
@Weasleyhead Katılıyorum, kitap okumayı seven her kişi en azından bir arkadaşına, kardeşine veya kuzenine okuma alışkanlığı kazandırmaya çalışsa çözüm yolunda büyük bir adım atılmış olur. Özellikle 8-12 yaş arasındaki çocuklara... Vampir-kurtadam ve aşk romanları konusunda da katılıyorum. Ben de henüz bir lise 2 öğrencisiyim, benim de ilgimi çekiyor Percy Jackson, Açlık Oyunları, Uyumsuz serileri ama aynı zamanda dünya klasikleri okumayı da çok seviyorum. İkisini beraber yürütmek en iyisi bence. Oysa bir arkadaşım var ki çok fazla kitap okur, ama okuduklarını görseniz... Ne seri varsa hepsini okumuş kız herhalde. Klasiklere yönelmesini sağlamak için Dostoyevski'nin Beyaz Geceler'ini anlatıp övmüştüm ve başlamıştı. Ancak azıcık okuyup "Çok fazla ayrıntı veriyor ve sıkıcı." demişti bana. Ben de umudu yitirdim o kızdan açıkçası.
Kitap okumaya başlamak konusunda ailenin etkisi gerçekten de çok büyük. Çevresinde okuyan insan olmayınca birinin okumaya başlaması gerçekten de zor ama maalesef her aile bu konuda duyarlı değil veya imkan yok vesaire... Bu konuda "ben okurum" diyen herkese çok iş düştüğünü düşünüyorum. Ben ailem sayesinde okumaya küçük yaşlardan itibaren başladım, benim gibi aileden nasiplenmiş olanlar ya da geç de olsa başlayan arkadaşlar, çevremizdeki insanları da kitaplara ısındırmayı görev bilmeliyiz... herkes kendi çapında bir şey yaparsa en azından sorunun çözümü için daha rahat bir ortam oluşturmuş oluruz.
diğer bir konu da daha önceden değinildiği gibi okunan kitapların ne olduğu. bakıyorsun yılda yüz kitap okumuş ama ne konuşma becerilerinde bir gelişme var, ne yazmada, ne de genel kültür edinmiş. kendim bir Harry Potter hayranı olarak söylüyorum ki devamlı bu tarz kitaplar okumanın bir insana hiçbir faydası yok. şu anda özellikle de ortaokul-lise yaş grubunun okuyan kısmı hep böyle kitaplar okuyor. bunların okunmasına karşı falan değilim, kişisel zevk diye bir şey de var ama benim devamlı ucuz vampir-kurtadam ya da aşk romanları okuyan insanlara okur diyesim gelmiyor açıkçası. saatlerini harcayıp okuduğun bir şey seni biraz düşündürmüyorsa bir anlamı yok ki onun, saatlerce televizyon izlemekten farklı değil.
özetle, işe kendimizden başlayarak çevremizdeki insanların gönlünü kitaba ısındıralım, tabiri caiz ise kendi tarzını bulana kadar ellerinden tutalım arkadaşlar :)
Ben de herkesin yazdığı yorumlara katılıyorum. Az olduğunu biliyorum ancak yılda ortalama 25 kitap okuyabiliyorum.
Öncelikle hemfikir olduğumuz konu aile, ben aile açısından çok şanslıyım babam iyi bir okuyucudur. Kitapla ilk tanışmam da annemin bana gece okuduğu küçük hikayelerle olmuştur. O küçük hikayeler bile iyi bir okur olmanın temellerini atar bana kalırsa. Babamın sadece bir kitaba yüklü bir miktar verdiğini bilirim sırf ben okuyorum diye. E tabi bu da herkesin bahsettiği gibi başka bir sorunu doğuruyor kitap fiyatlarını... Diğer etken arkadaş, "arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" demiş atalarımız. Eğer arkadaşınız iyi bir okursa o zaman hem okuduğunuz kitaplardan zevk alıyorsunuz hem kitap kültürünüz değişiyor.
Şuandaki yorumlar bile aslında ülkemizin kitap alışkanlığı açısından gelişme aşamasında olduğunu gösterir bana kalırsa. En azından bu durumdan yakınan ve değiştirmek için planları olan arkadaşlarımız var bu çok ümit verici. Umarım bu durum sadece büyük şehirlerimizde değil de ilçelerimizde de gerçekleşir, kitapsever gençlerimiz artar.
Türkiye'de okuma oranının düşük olmasının en büyük nedeninin boş yetiştirilme olduğunu düşünüyorum. Sormayan sorgulamayan, sadece öğretileni öğrenecek, hayal gücünden yoksun, araştırma ruhu olmayan bireyler ortaya çıkarılıyor. Düzen bu şekilde ne yazık ki. Hal böyle olunca insanlar çoğunlukla kolaya kaçıp sadece "öğretileni" uygulayıp sözüm ona bir bitki gibi yaşamaya başlıyor. Bu durumun düzeltilmesi için öncelikle eğitim sisteminin düzelmesi gerektiğini düşünüyorum.
Merhaba, ben de yılda 25-30 kitap okuyabiliyorum malesef, genel olarak derslerden, okuldan vaktim kalmıyor.
Benim okuma alışkanlığım biraz babamdan, biraz da kendimde kaynaklanıyor. Ne annemin tarafında ne de babamın tarafında kitap okuyan pek kimse yoktur aslında ancak babam tüm bu kişilerin aksine vakit buldukça bol bol kitap okur. Beni daha 10-11 yaşlarımdayken kitap fuarlarına götürüp Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu gibi yazarların kitaplarından alırdı. Bende severek okurdum. Hatta daha 5.sınıfa giderken kütüphanecilik kulübünün başkanı olup öğle aralarımı kütüphane nöbetçisi olarak geçirirdim. Savaş ve Barış'ı okumaya çalışıp hiç bir şey anlamamış ve bir süre kitaplardan soğumuştum. Daha sonra kendi zevkime hitap eden kitaplara yöneldim, Harry Potter, Açlık Oyunları gibi fantastik, bilim-kurgu, aşk ya da genç kurgu kitaplara. Buradan sonra babamın o kadar yardımcı olmadığını söylemem gerek. Bu sefer aile bireylerim "Gereksiz kitaplar okuyorsun! Doğru düzgün kitaplar oku!" diye tepkiler vermeye başladı, başta babam. Tabi ben onları çok dikkate almadım ve özelikle 2-3 yıl önce 10 serilik bir kitabı 2 haftadan daha kısa bir sürede bitirdiğimi hatırlıyorum. Bu sefer ailemin "Yasak sana kitap okumak, ders çalış!" dediğini bile hatırlıyorum. Neyse ki bir süre sonra bu tepkilerinin yersiz olduğunun farkına varıp beni kendi halime bıraktılar. Zaten bende bir süre sonra bu çok satanlar listesinin başını çeken kitapları okumayı azalttım. Hala seviyorum onları fakat artık farklı tür kitaplar okuyarak kendimi geliştirmeyi amaçlıyorum.
Ülkemizde kitap okumaya gelirsek, şöyle söyleyeyim durum okullarda çok vahim. 2 yıl önce benim gibi kitap okumayı seven 5-6 arkadaşımla 3 ay boyunca okulun yıllardır kullanılmamış kütüphanesini temizledik. Haftalarca izin kağıtlarıyla derslerden çıktık. Rafları, kitapları kova kova sular taşıyarak sildik, yeni kitaplar ekledik ve orayı kullanıma açtık ancak sevgili müdür yardımcılarımız ve müdürümüz yolumuza her türlü taşı koydu. Önce orayı depo olarak kullanmaya başladılar, daha sonra ösym kayıtlarının yapıldığı bilgisayar var orada, girmek yasak deyip kilit vurdular. Bu yıl ise kütüphaneyi kapatıp oraya sınıf açtılar. Yer yokmuş. Yani demek istediğim biz güzel bir kütüphane için elimizden geleni yaparken, asıl bu işle ilgilenmesi gerekenler yolumuza taş koydular. Ülkemizdeki en büyük eksiklik bu. Tabi bir de fiyatlar. Açıkçası eskiden genç-kurgu kitaplar okurken kitaplara para yetiremezdim, ödünç alır bazen pdf olarak okur, bazen korsan aldığım bile olurdu. Neyse ki artık aradığım kitapları kütüphanelerden alıyorum. Çevremde ulaşabildiğim ve imkanları olan 2 kütüphane var. Artık bolca faydalanıyorum.
Bizim ülkemizde kitap okuma oranının artması için bu sevginin okulda aşılanması gerek, her okulda güzel kütüphaneler olsa, devlet kütüphanelerinin sayısı arttırılsa, fiyatlar düşürülse, insanlar kolaylıkla ulaşabilse kitaplara, her şey çok daha güzel olur, herkes daha çok okur. Neyse ben bu konuda umutluyum. Umuyorum ki ülkemizde okunan kitap sayısı artacak. :')
Merhaba, ben yılda 60-70 civarında kitap okuyorum. Ailemin kitapla arası yok denecek kadar hiç :)) Bende aslında lisedeki edebiyat öğretmenimin tavsiyesi üzerine okuduğum bir kitapla muptelası oldum okumanın. Öncesinde malesef bana da örnek olan olmadı.
Okumayı, okumakla edindiğimiz kazanımları etrafıma da çokça anlatmaya çalışıyorum, birkaç kişiyi de etkilemişliğim var ancak halen gidilmesi gereken çok yol olduğunu düşünüyorum Türkiye'de kitapla ilgili.
Konuya okullardan başlamak gerekiyor bence. İlgi çekici kütüphaneler ve de okumayı gerçekten seven ve örnek olabilecek öğretmenlerle. Aileler de mutlaka destek olmalı ama kısa vadede bence okullarla başlamalıyız.
Ben yılda ortalama 40-50 kitap okuyorum.
Kitap okumaya 9 yaşında kütüphanecilik koluna üye olarak başlamıştım. Sınıftaki kitaplıktan ben sorumluydum ve oradaki her kitabı bitirmeyi bir görev bilip bir sene içinde 72 kitap okumuştum. Henüz bu sayıyı geçebilmiş değilim :) Ömer Seyfettin, Dede Korkut gibi hikayelerle başlayıp devam ettirmiştim.
Ailemden malesef ki henüz benim kadar çok okuyan ya da kitapları seven birisi daha yok. Ben kendi okuduğum kitapları azımsarken etrafımdan o kadar kitabı niye okuyorsun gibi cümleler bile duymuştum... Baba tarafım hep üniversite mezunu ancak görüşemediğim için şu anki durumlarını bilemiyorum, anne tarafında bu durum söz konusu bile değil. Okumaktan pek hoşlanmıyorlar. İlk üniversiteye başlayanlardan biriyim bile diyebilirim.
Eğitim sistemine karşı o kadar dolu ve sinirliyim ki. Kitaplara yaklaştırmaktan çok uzaklaştırıyorlar. Bireysel olarak birkaç hocamın okumama oldukça fazla katkısı oldu hiçbir zaman onlara sözüm yok. Fakat lisedeki okuma saatleri adı altında yapılan kitap sınavları soğutmaya birebir. Örneğin bana zorla Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü okutmaya çalışmışlardı. Kitabı yarım bıraktım, sınavdan düşük not aldım. Bunlar önemli değil ancak şu an Ahmet Hamdi Tanpınar'a bir türlü ısınamıyorum. Huzur kitabını da aynı şekilde yarım bıraktım. Bu benim değil beni buna zorlayan sistemin suçu. Bazı kitaplar vardır onları okumak için belli olgunluğa erişmeniz gerekir. Sistem bunu düşünmeden bu kitap önemli bunu okusunlar hatta bir de sınav olsunlar diye diretince sonuç ortada...
Kitap fiyatları da oldukça önemli bir etken. Korsan kitap almaya karşı dururken buna mecbur kalmak diye bir durumda var. Çoğu zaman ailemin yemek yemem için verdiği paraları aç kalıp kitaplara verdiğimi hatırlarım. Temel ihtiyaçlarımdan kitaplar için vazgeçtiğimi de... Sürekli bir yerlerden bir indirim yakalasak alsak peşinde koşuyoruz. İnsanlar bir kitaba o kadar para verilir mi diye düşünüp iyice soğuyorlar.
Çok uzun bir yazı oldu ancak şunu da eklemek istiyorum. Ben insanların etkilenmesi için onları bilgilendirmenin de doğru olduğunu düşünüyorum. Kitap okuyan insanlar o kitapları ne kadar özendirir ne kadar iyi tanıtırsa oranlarda bu yönde artacaktır diye düşünüyorum.
@vovathecat nadirkitap'ta, nadirkitap üzerinden alışveriş yaparsanız %10 nadirkitap komisyon alıyor satıcıdan. ama ilgili satıcı kendi şehrinizdeyse giderseniz çok daha ucuza alabilirsiniz bunu da söylemek isterim.
ayrıca ukitap.com'da var yine kitap takas sitesi olarak ama çoğu kişi bilmediği için belirli tarzda kitaplar dönüyor ve bu yüzden aradığımız kitaba pek rahat ulaşamıyoruz. Umarım düşüncelerinizi gerçekleştirebilirsiniz :) her zaman desteklemek isterim.
Güzel bir konuya değinmişsiniz ve kitap okumanın ailenin temelinde yatması gerçekten önemli. Mesela bana kitap okumayı sevdiren ve kitapları boş zaman aktivitesi yerine ihtiyaç olarak gösteren kişi babamdı. Bu nedenle ailenin teşviki bence çok önemli. Ayrıca okul kütüphanelerinin dolu olması gerektiği gibi bence her ailenin evinde de ufakda olsa bi kitaplığı bulunmalı.