Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Sizi sürekli okurken gördüklerinde hakkınızda söylenen söz "entel" oluyor :) Yani bu yolla kitap okuma alışkanlığı aşılayamayız. Söylenenin aksine, D&R'nin internet sitesinde uygun fiyata kitaplar almanız mümkün. Örneğin, bir şubesinde 38 TL olan yeni çıkmış bir kitabı internet sitesinden 20 TL'ye aldım. Bunun dışında, İzmir'de bir kitapçı, aldığımız kitabı geri verdiğimizde etiket fiyatının %60'ını bize geri ödüyor. Eğer kütüphamde sürekli olmasa da olur diyeceğiniz kitaplar varsa, bu şekilde de bol bol kitap okuyabilirsiniz.
Kitap okumak, bir tercih meselesidir desem yanlış olmaz. Bu siteyi facebook sayfamızda yayınlayıp daha çok insanın buradan haberdar olmasını sağlayabiliriz. Ya da, burada olduğu gibi okuduğumuz kitaplar hakkında yorumlar yazıp bunları paylabiliriz. Fakat sonuçta önemli olan, karşı tarafın kitap okumak isteyip istememesi olacaktır.
Bence birisine kitap okumayı aşılamak, dünyanın en zor işlerinden biri. Fakat şunu yapabiliriz diye düşünüyorum: kitap okuma konusunda sıkıntı duymayacak bir kişiye okuma alışkanlığı kazandırabiliriz. Onun ilgi alanlarına göre tavsiyelerde bulunabiliriz. Onunla sevebileceği türde kitapları paylaşabiliriz.
"okur" olarak görüyoruz kendimizi ama biz "bile" ortalamanın belki biraz üstünde okuyoruz. okumanın herkesin hakkı olduğu kanaatindeyim ve okumayan herkesin okumanın zaman kaybı olduğunu düşündüğü için okumadığını zannetmiyorum.
bir düşünün, benim ailem beni 6 yaşından beri okumaya teşvik etti. yan komşumuz çocuğunun kitap okumasına kızardı. o insan büyüyünce okumazsa kızamam ben ona.
insanlara fırsat tanımalıyız. ömründe cin ali serisini bile okumamış insanlara kitap okutmuşluğum vardır. ısrarla kitap verdim, hediye ettim sonunda başladı. her insanla böyle ilgilenemeyiz tabi ama en azından küçükleri kitap okumaya teşvik etmek, elimizde devamlı bir kitapla başkalarına örnek olmak rahatlıkla yapabileceğimiz şeyler, zaman kaybı değil.
en azından insanları okuyan insan görmeye alıştırsak bile bir şeydir. otobüste, durakta, teneffüste kitap okuyunca insanlar size uzaylı görmüş gibi bakmadığında yavaş yavaş bir şeyler oluyor demektir.
kitap fiyatları düşse hiç de fena olmaz tabi, çok gereksiz yere pahalı satan yayın evleri var. kitapta bile marka çılgınlığı baş gösteriyor. ama dediğiniz gibi pek çok yöntemi var, maddiyat hiçbir zaman kitaplarla aramıza giremez. şu soruya cevap verelim önce, bir kitabın kütüphanemizde bulunması mı daha önemli yoksa zihnimizde mi?
Aslında genç nüfus bazında bakacak olursak, ki bu söylediklerinizi ben az çok yapıyorum, okulda. Örneğin, elimden kitap düşmüyor, öğrencilere de bunu aşılamaya uğraşıyorum fakat nedense istediğim neticeyi alamadım hiçbir zaman. Biz okuyoruz diyorum ben en azından hiç okumayanlara göre. Oysa elbette ki bi-ben de dahil-romanları elimizden bırakmıyoruz. Gazete, dergi, kitap fiyatlarının yüksekliğine ben de katılıyorum, mesela ben evet dergi almak istiyorum ama o kadar pahalı geliyor ki bütçe derdine vazgeçiyorum. Yine kitap konusu, onlar da çok pahalı bana göre. Kazandığımız ne ki elbette 15 lira fazla gelecek bir kitap için...Yani bana fazla geliyor, yazarlar maddiyat yerine okuma alışkanlığı kazandırma ya da okumayı sevdirme gibi amaçlar gütseler bu kadar zorlamazdı üç beş kitap bütçemizi. Herkesin bütçesi de bir değil arkadaşlar, bahane diyorsunuz ama...
Arkadaşlar bir de paylaşmaktan çekinenler var...Ben de bir ara takas yapayım dedim, amannn vazgeçtim...Neden mi? Yok kitabınız orijinal mi, benimkisi çok yeni de? Yok hangi yayınevi, o kitabı veremem şimdi? Ya sanki kitabı yiyeceğiz, böyle kitap dilencisi gibi hissettim kendimi...Ne var paylaşsan? Kitabın dışından sanane? Bu kadar ............insanlar da var malesef...(Boşluğu siz doldurun artık:)
Yine Gülten Dayıoğlu örneğini vereceğim, çocuk kitaplarında ilk tanıdığım isim, bir ara okulumuza da gelmişti hatta...Böyle yazarlar çoğalsa, kâr amaçlı değil de okuma amaçlı yayınlar yapılsa....Okullara gidilse çocuklarla söyleşiler yapılsa...Ah keşke...
Ben doğuştan böyle değildim, ama kitaplar doğuştan beri benimle gibi geliyor...Burada iş sadece öğretmene-aileye değil herkese düşüyor...Çocuk kitabı yazarlarının çoğalması gerektiğini düşünüyorum...
Bir de çocuk kitapları içerisinde Harry Potter serisi vardır ki, benim hiç okumayan kardeşlerime bile okutturmuştur kendini...Yani aslında ilgi çekici kitap eline geçince kimse okumayacağım demiyor, örnek mi? : İşte kardeşlerim...
Biz bilinçli olursak, birlik olursak belki bir şeyler yapılabilir diye düşünüyorum...
ikinci el kitap konusunda şuna değinmek istiyorum; param olmadığı zamanlarda ikinci el kitap alabiliyorum ama kitapların çoğu korsan. aralarından korsan olmayan kitap seçmek için çok çabalıyorum. yaşadığım şehrin merkezinde sadece bir tane ikinci el kitapçı tanıyorum. korsan almamak için de mecbur gerçeğini almak zorundasın.
kitap fiyatları okumayanlar için bir bahane değil bence. çünkü öğrenciyim ve her zaman para bulamıyorum. bu yüzden özellikle öğrencileri düşünerek kitap fiyatlarında bize kolaylık sağlarlarsa hepimiz için daha iyi olacaktır.
Okuma oranını arttırmanın tek yolunun daha çok okumak olduğunu düşünüyorum. Okuma alışkanlığı kazanmanın yolu, birçok diğer davranışta olduğu gibi taklitten geçiyor. Biz okumazsak arkadaşlarımız, akrabalarımız da okumuyor, otobüste yolculuk eden ve arkadaşlarıyla lak lak eden öğrenciler, tüm yazı bahçede arkadaşları ile oyun oynayarak geçiren komşu çocukları, onlar da okumuyorlar. Biz okursak onların da okumasının garantisi var mı, tabii ki yok. Ama bildiğim tek yol bu. Etrafıma baktığımızda pek çok alışkanlığın taklit yolu ile kazanıldığını gözlemliyorum, okuma alışkanlığı neden bu şekilde kazanılmasın?
Benim fikrimce okuma ilk önce ailede başlayan bir eğitim ama sonradan da kazandırılabilir. yalnız işi bireysel olarak ele almak lazım. yani kimin ne okursa okumayı sevebileceğini bulmak gerekiyor. bu durumda da olay spesifik bir hal almaya başlıyor. okumak ve okutmak lazım. özellikle yeni nesile bunu aşılamak lazım. burada bir kitap kafe var çok güzel nezih bir yer ama gelenlerin çoğu çay içmeye geliyor. eğer gelenler kafenin adına uygun davransa dışardan bakanlar üzerinde etkili olur diye düşünüyorum.
Okuma alışkanlığı çocuk yaşlarda başlar.
Bir çocuğa okuma örneğini en iyi ebeveyenleri verir, onun haricinde yaradılışından dolayı çok fazla meraklı çocuklar örnek alacak kimse olmadan da okurlar. Okumaya eğilim bir yaşından itibaren başlamalı, bu yaşta ki çocuğun okuması beklenemez fakat kitapla duyuları ile tanışır. Almanyada çocuk doktorlarında çocuğuna kitap okuyan bir çok anne görmek mümkün, dolayısıyla alışkanlık önemli.
Bizim toplumumuzda populariteye gereğinden fazla önem verilir, buna görede herkes eleştirmen olur :)
Halbu ki okumak, insan ufkunu geliştirir, kelime haznesi zenginleşir, konuşurken düşündürür vs.
Namık Kemal ne kadar doğru söylemiş; Bir ülkedeki ahlak bunalımının bir kaynağı da ana babaların çocuk eğitiminde tuttukları yoldur.
Ebisah'ın Dünyası
''adaşlar bir de paylaşmaktan çekinenler var...Ben de bir ara takas yapayım dedim, amannn vazgeçtim...Neden mi? Yok kitabınız orijinal mi, benimkisi çok yeni de? Yok hangi yayınevi, o kitabı veremem şimdi? Ya sanki kitabı yiyeceğiz, böyle kitap dilencisi gibi hissettim kendimi...Ne var paylaşsan? Kitabın dışından sanane? Bu kadar ............insanlar da var malesef...(Boşluğu siz doldurun artık:)''
yazdığınız için konuyu açıyorum.
mesajımda da belirttim ama nezaketende olsa bir cevap alamamıştım.
yine yazmak istiyorum.
siz de kitap konusunu çokkkkk önemli görüyorsunuz ki buraya yazmışsınız. kitaplar okuyan herkes için çok kıymetlidir.
neden birisi çokk daha fazlasını vererek ödediği kitapla bandrolsüzünü takas etsin??
bir de olaya bu açıdan bakın bence.
eminim siz de en iyi şekilde kitaplığınızda gözünüz gibi baktığınız kitabınızla başkasının değer vermeyip perişan ettiği bir kitabı takas etmek istemezsiniz.
burada tartıştığımız konu farklı ehlimana, ben onu konu bütünlüğü içerisinde ele aldım, sadece buna dokundurmanız manidar. Ayrıca bandrollü ya da değil kimse kimseye hesap vermek zorunda değil. Ben her zaman kütüphanemle övünürüm, takas konusu benim için tırnak içerisinde normal insanlar bulana kadar kapanmıştır. Sizden de rica ediyorum ne burda ne de diğer platformlarda bu konuyla ilgili beni baz alarak konuşmayın, tartışmayın. BURADAKİ KONU YANİ TARTIŞTIĞIMIZ ŞEY: OKUMA ORANINI NASIL ARTTIRIRIZ?
Not: Bu arada herkes para verip alıyor kitapları, bilin istedim, bandrollü ya da değil.Ayrıca değerli arkadaşların çoook kıymetli kitaplarını ödünç istemiştik, kendimize almıyorduk yani bandrollü kitabınızı geri verecektik?
İşte bu ve buna benzer zihniyetler yüzünden kitap okunmuyor. Napacaksın yeğenin senden bir kitap istediğinde bandrollü bir taneyle takas mı edeceksin?? Bence siz ve sizin gibilerin bu bandrol takıntısı sadece gösteriş. Bu konuyu bir daha açmayın çünkü fikrim sabit.