Vikitap'a üye blogger'ların (blogger, blogcu, wordpress, tumblr vd. gibi blog yazarlarının) bir araya gelip birbirlerine destek olmalarını ve tüm bloggerların kendi bloglarını tanıtmasını sağlamayı amaçlamaktadır grup. Benim desteğe ihtiyacım yok, kendi ayaklarım üzerinde de dururum diyorsanız eğer; en azından diğerlerinin sizi tanıması için bir fırsat verin.
Merhaba.
Okumak bir şekilde okunandan alınan izlenimi, düşünceyi paylaşmaya kadar uzanıyor. Okudukça artan pek çok şeyin yanında, yazma isteği, bazen de korkusu artıyor. "Keşke " sözcüğünü hiç sevmeyiz, ama hayatımızda onu hep yaşarız.
İşte bir "keşke"li cümle;
Keşke yazmaya, okumaya erken başladığımız kadar erken başlasak.
Uzun Hikaye edebiyata gönül vermiş herkesin yazdıklarını, yazma çabalarını paylaşabilecekleri bir form. İki yıldır burada yazdıklarımı paylaşıp, paylaşılanların eleştirisini, değerlendirmelerini yapmaya çalıştım. Yazılanlar hakkındaki değerlendirmeler, eleştiriler, düzeltmeler hep daha iyiye doğru oldu.
Bloğun ilginizi çekeceğini umuyorum.
http://www.uzunhikaye.org/
"Okudukça artan pek çok şeyin yanında, yazma isteği, bazen de korkusu artıyor. "
Okuduğum her satırda, bitirdiğim her sayfada bu korku katlanarak büyüyor. Zaman zaman ellerimi serbest bırakabildiğimde belki iyi belki kötü karalamalar dökülüyor. Ama paylaşma isteği bende her zaman korkuya yeniliyor. Bir gün sizin gibi paylaşabilmek dileğiyle...
Aslında "Beğendim" seçeneğine imleçle dokunurken, "Beğendiğim ne?" diye soruyordum kendime.
Yazdıklarımızdan korkmakla, yazmaktan korkmak birbirinden farklı şeyler. Bir de yazdıklarıyla kendini, içini, ruhunu başkalarına açmak, teslim etmek korkusu var. Tüm bunları oturup düşünmeden olmuyor. Yaralanmak, incinmek ne kadar kolaysa birisi için, bütün bunlar daha da zor oluyor.
Oturup daha çok düşünmek gerek derim ben.
Çünkü dünyaya, günlük hayata, etrafına "yazmak için bakmak" bambaşka bir şey bence.
Selamlar.
Eskilerde internet hayatımıza bu kadar girmediği vakitlerde,bende günlükler tutardım.İçimden gelenleri oraya yazar anılarımı kaydederdim.Okumak,yazmak içimizde patlayan volkanların dinginlemesine yardımcı olan en güzel şeyler bence.Şimdilerde blog sevdası başladı bakalım hayırlısı artık.Yazarken acaba demiyormuyum diyorum.
Siteyide en kısa zamanda bolca inceleyeceğim.
Aşağıdaki linkte toparladığım online radyo istasyonları var. başlatan uzantı dosyaları Winamp'a göredir. Ben kullanıyorum. Umarım beğenilir.
https://rapidshare.com/files/3652869286/00_radyolar.rar
Bir şey yapıyorum. Bir sepet örüyorum, bir heykel, bir resim yapıyor, veya bir roman, bir öykü, bir deneme yazıyorum. Yaptığımın daha başlarda güzel olacağını nasıl anlarım?
Kim ne derse desin, o aşamada, başlangıçta bir şeyin güzel olup olmayacağını bilmenin pek olanağı yok gibi geliyor bana. Doğru zamanda, doğru yerden başlamanın önemli olduğunu göz ardı etmiyorum. Ama bir şeyin başlama zamanı ben değil de bir zorlama, bir dürtü, bir birikim, bir tür rahatsızlık belirliyor gibi. Başlama yerini neyin belirlediğini bilmiyorum.
Bir şeyin yapım, zanaat aşamasında güzel olacağının bir göstergesi olabilecek etkilerinin olduğunu düşünüyorum. En önemli belirtisi, etkisi, yapım zevkle, farklı, tanımı güç bir tatla sürüyor. İnce, yontulmuş çubuklar birbirleri içerisine girerken, harfler kağıtlara sanki kendilerinin bildiği, seçtiği sözcüklerle cümleleri dökerken, bir palet üzerinde boyalar karışıp bir düzen kurarlarken her küçük de olsa, adımda bir mutlu edicilik, bir haz var.
http://www.uzunhikaye.org/icerik/bir-sey-yapmak-1790
Güncelde gezinmek, gezi'de güncel;
http://www.uzunhikaye.org/icerik/nasil-oluyor-1943