Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
ben yerli yabancı diye ayırmıyorum. ama şu bir gerçek ki yabancı kitaplar daha iyi oluyor.
bestseller okumuyorum ben daha çok edebi sanatsal klasik kitaplar daha çok hoşuma gidiyor
yerlilerden sabahhattin ali kitapları da okurum sonra dostoyevskide okurum yeterki kitap güzel olsun beni içine alsın
Bu yorum silinmiş
Aslında yabancı yazar okurken kendimi çok rahatsız hissediyorum.Çünkü kitabı asla tam olarak anlayamacağımı düşünüyorum.Yazar bize çevirmen aracılığıyla ulaşıyor ve bir çok şey anlamını yitiriyor.Yazarla direk karşılaştığımız yerli eserlerde de dili çok yavan buluyorum.Edebi eserlerde karşımıza çıkan dil, doğal dilden farklıdır ve öyle olmalıdırda.Ama yerli eserlerde genellikle benim bile aynı üslupla rahatlıkla yazabileceğim şeyler karşımıza çıkıyor.
Benden en az yirmi yaş büyük, onlarca kat fazla kitap okumuş insanlarla aynı şeyleri kaleme alabiliyorsam o yazarı okumaktan pek hoşlanmam açıkcası.
Bir de olayın, yabancı yazar okuyup kitabın geçtiği bölge hakkında bilgi edinme yani kitaplar aracılığıyla hem gezen hem okuyan olma dalgası vardır.Bence niyeti kitaplar üzerinden gösteriş yapmak olmayan insanların sadece yabancı yazar okuması bu yüzden.
Ama bir kitapseverin kendini yerli/yabancı yazar okuyucusu olarak kısıtlandırması tamamiyle kitapları kullanmaktır -bence-
Kitaplar hissedilmek içindir, bir şey elde edilmek için değildir.En azından benim için.
Ha bir de yerli yazarlar olaylar üzerinde yeterince düşünmüyor gibi.Çünkü düşünseler ortaya yabancı yazarlardan katbekat güzel şeyler çıkarabileceklerine inanıyorum.
Henüz vaay be bu nasıl aklına gelmiş diyebileceğim yerli bir kitap okumadım.Belki vardır, ben karşılaşmamışımdır.
Benim kanaatim şu; önemli olan yazarın yabancı veya yerli olması degil, yazarlığa karşı olan yeteneğidir kimi yabancı yazarlar vardır onların kitapları insana tarif edilmez bir mutluluk verir, sizi bu dünyadan alır götürür (şeker portakalı, simyacı..) kimi yerli yazarlar vardır ki kitapları insanı etkilemesin (kürk mantolu madonna, kayıp gül..) tabi şuda bir gerçek ki yabancı yazarların kitaplarını okurken isim adları yer adları kafamı karıştırıyor, yerli kitapları okurken daha fazla zevk almamın sebebi bir bilinemezcilik içine girmeyişim ve kendi çevremdeki yaşantılardan izler bulmam sonucu hissettiğim yakınlık duygusudur.
Benim için artık önemli olan kitabın bana ne kadar hitap ettiği.Kitabı okurken beni içine çekmesi çok önemli örneğin Kalbimin Sahibisin beni içine alan yabancı kitaplardan biri.Bu yüzden yabancı yazarları seviyorum okuyucuyu nasıl etkileyeceklerini biliyorlar
bazı tarzlarda türk yazarlar malesef ki hayal güçlerini kullanamıyorlar. Yada Aşksa fazla yoğun oluyor. Okuyucuya hiç iş bırakmıyorlar. Tabi ki bu tüm türk yazarlar için görüşüm değil ama kitap sayfası adminliği yaptığımdan beri bunu gözlemledim. Sayısız türk yazar sayısız yabancı yazar okudum.. Gerçekten kalemleri güzel olanlar var ama duyulmayan ve gerçekten kötü olanlar var adı duyulan ..
Çünkü sabırlı değiller. Bestseller olarak ifade edilen kitapların hemen hemen hepsi sürekli bir macera ya da merak duygusu yaşatma telaşında. Bu tip kitapların yazarları da çoğunlukla son birkaç yılda adını duyuran kişiler ve basit bir kurgu ile edebi ürün çıkardıklarını sanıyorlar. Ne yazık ki insanlar da bu tip rahat okunan kitapları tercih ediyorlar. Çünkü düşünmelerini gerektirecek bir durum söz konusu değil kitaplarda. Okuyorlar ve kitap bitince bir daha dokunmamak üzere rafa kaldırıyorlar. Tabiri caizse 'çerezlik' kitap oluyor bunlar.
Halbuki bir Reşat Nuri Güntekin'i, bir Sabahattin Ali'yi, bir Yusuf Atılgan'ı, ne bileyim bir Ahmet Hamdi Tanpınar'ı anlamaya çalışarak okusalar neler neler olacak.
Tabii bu benim kişisel görüşüm. Yalnız şimdi fark ettim, benim cevabım aslında sorudan saptı biraz. Yoksa dünya klasikleri de okunmuyor. Onlar da aynı sabrı gerektiriyor.
Ama bizde de son dönemlerde kendini okutan Murat Menteş gibi yazarlar var, durum o kadar da iç açıcı olmayabilir. Daha fazla karıştırmadan bitireyim artık. :)