Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Bırakalım şu eğitimli, kültürlü kitap okuyan özgürlükçü "bir nesil" fetişizmini. Herhalde savaşları cahiller, okuyamayanlar çıkarmıyor, herhalde atom bombasını cahiller yapmadı, herhalde ozonu cahiller delmiyor. Karışıklıkları cahiller çıkarmıyor, ortalığı yakıp yıkan cahiller değil. Herhalde başbakanlar devlet başkanları, monarklar, teoklarlar cahillerden çıkmıyor. Sanki kitap okumakla eğitimli olmakla, özgürlükçülük, ağaç sevdalısı olmakla, şu kadar oy aldık, herşeyi yaparız demek, demokrasi sadece seçim değil demek sanki çok reel birşey. Eylemi destekliyorum veya desteklemiyorum kıstası içinde bir oraya bir buraya savrulmaktan başka birşey yaptığımız yok. Üniversitede vatan millet sakarya, özgürlükçülük edebiyatı yaparız, anti-kaptilist, sermaya AVM düşmanı oluruz, sonra ünv biter, KPSS için, bilmem hangi büyük şirkete girmek zengin olma eraba ev için atmadığımız takla kalmaz. Düşmanı olduğumuz gökdelenlerde veya büyük şirketlerde iş bulur bunu çevremize öve öve anlatırız. Pazardan alışveriş yapmayı kabullenmeyip AVM'lerden çıkmayız. Asgari ücretin 1000 veya 1500 olması için bir halt etmeyiz, ama hostes olur, pilot oluruz, THY'de 5000 tl maaş alırız ama yine de greve gideriz. Bir holding sahibi olarak iş yerlerimizde burada "bu iş yerinde asgari ücret uygulanır" diye bir tabela asarız, sonra çıkar "ne sağcıyım ne solcu çapulcuyum çapulcu" pankartı açarız, ve eğitimli! zeki! twitter gençliği bize alkış yapmuruna tutar... bankamıza sadece bir hesap açtırmak için gelen garibana hiç sormadan ve zorla kredi kartı vermek dahil vatandaşı soymak için atmadığımız takla kalmaz, sonra çıkıp "eylemciyim" naraları atarız, bunca insan ölür doğuda batıda orda burda, dünyanın bir köşesinde sesimiz çıkmaz, eylemde 3 kişi ölür, gece gündüz devrim şehitleri diye naralar atarız. üfff sıkıldım....
Asıl çevre ağaçtan oluşmaz, en büyük çevre insandan oluşur, önce insana saygı duyacaksın sonra ağaca... Gerçek ferahlık ormanda değil, saygılı insanların içinde olur...
Kendiniz diyorsunuz olay iki ağaç meselesi değil diye. E peki nedir olay bana söyler misiniz ? Polise kaldırım taşı fırlatmak ne ya. Tamam eyvallah mitin yaparsınız ama anarşistliğe gerek ne ? Siz tepkinizi sandıkta gösteremiyor musunuz ? Neymiş efendim hile yapılıyormuş ya yürü gidin işinize sandıklar bütün partilerin temsilcileri ile açılır. Madem öyle oyunuzu takip edin . Seçmen dediğin oyunu takip eder. 700 milyona yakın zarar, borsada 1 milyara yakın düşüş e bunu mu istiyorsunuz ? Darbe yiyen devletlerin 40 yıl geriye düştüğünü biliyor musunuz ? Peki geçmişe bakıp koalisyonla yönetilen hükümetlerin hazin sonunu biliyor musunuz ? Başta Referandum istediniz şimdi referandum olmaz diyorsunuz .Ben Ak partiye şimdiye kadar hiç oy vermedim ama emin olun bir çok arkadaşım gibi bu seçimlerde oyum Ak partinindir :) Alın size siyaset. Demokrasi ile gelemeyenlerin son çırpınışları bunlar.
@Seyfi, dört şey söyleyeceğim:
1. Sivil halka kim zarar vermiş? Aksine İzmir'de, İstanbul'da, Antalya'da, Eskişehir'de vs. eli sopalı, satırlı insanlar eylemcilere saldırıyor, polis bu insanlara hiçbir müdahalede bulunmuyor.
2. Cami, polisin insanların üzerine orantısızca, doğrudan hedef alarak biber gazı atmaları üzerine sığınacak bir yer ve yaralılar için revir olarak kullanılmıştır. Polis insaların üzerine bomba yağdırırken insanlar "Lan, dur ayakkabımı çıkarayım da öyle kendimi kurtarayım." diye mi düşünecekler. İnsanlar canlarının derdine düşmüşken camiye ayakkabı ile girilmesinin ne önemi var? İnandığınız dinde (müslüman olduğunuzu varsayıyorum) insan hayatı mı önemlidir, insan eliyle yapılan ibadethane mi? Nasıl bir tanrı anlayışınız var, anlayamıyorum.
3. Sarılma, öpme konusunda diyeceğim şu: İnsanların polis şiddetinden kaçındıktan sonra arkadaşlarına, sevgililerine sarılmalarında, öpmelerinde, onları rahatlatmak istemelerinde bir sorun görmüyorum. Ayrıca madem görüntüler vardı, 1 aydır neden saklamışlar anlamadım. (Kuran kursunda erkek öğrencilere tecavüz haberinden sonra gelmesi manidar.)
4. Yine polis şiddetinden kaçan sarhoş bir adamı korumak için camiye sokmuşlar. Belli ki adam kendinde olmadığı için adamı kontrol etmekte zorlanıyorlar. Şimdi siz sarhoş adam camiye nasıl girer de dersiniz. Dışarda bıraksalar da polis savunmasız adamı linç etse, adamın kafasını kırsa, gözünü çıkarsa daha mı iyiydi? Yapmadıkları şey değil.
Günlerce camide içki içildi diye yalan haber yapıldı. Bahsettiğiniz kaynaklar ve başbakan, caminin imamının bizzat "İnsanlar can derdindeydi, içki içen kimseyi görmedim." demesine rağmen alenen yalan söylemeyi sürdürdüler.
Sanırım camide içki yalanının tutmadığını yeni anladılar...
Öncelikle devletin ve devletin kolluk kuvvetlerinin yaptıklarını görmezden gelip eylemcileri yakıp yıkmakla, taş atmakla suçlayanların şunu düşünmelerini istiyorum: "Mobese kamereları neden kapalı; devlet, halkından neyi saklamak istiyor?"
Madem eylemciler haksız, polis orantısız şiddet falan uygulamıyor, olaylar başlar başlamaz kameraları kapatmayıp, 24 saat canlı yayın yapsaydınız, insanlar kimin haklı kimin haksız olduğu görselerdi. Elbette vicdan sahibi bir insan, aklını biraz kulandığında bile sorunun cevabını bulur.
Başından beri yapılan ve yapılmaya devam edilen şu: Mobese kameraları kapalı, ana akım medya olayları iktidarın isteğine göre yanlış ve eksik bilgilendirme yaparak yayınlıyor. Durum böyleyken sabahın 5'inde insanlar uyurken yapılan baskınları, çadırların yakılmasını, 5-10 polisin aralarına aldıkları 1-2 kişiyi öldüresiye dövüp komalık yapmasını, sivil polislerin direnişçilerin arasına katılıp işyerlerinin camlarını kırıp dökmesini, polisin biber gazını 45 derecelik açıyla atması gerekirken insanların kafasını hedef alarak atmasını göstermezken insanların kendilerini korumak için yaptıklarını (yani olayların sonunu) gösteriyor. Ana akım medyadan başka bir yayın organı takip etmeyen de çıkıp eylemcilerin polise saldırdığını düşünüyor.
Bu noktada iktidarın sosyal ağlara kızmasının nedeni de budur. Sosyal ağları, ana akım medya gibi kontrol edememesi. Çünkü biliyorlar ki, sosyal ağlarda ana akım medyada gösterdikleri, söyledikleri yalanlar birer birer çürütülüyor.
Önemli olan nasıl algılandığı değil; ne olduğudur. İnsanların yalanı doğru olarak algılaması gerçeğin ne olduğunu değiştirmez. İnsanların hırsları uğruna neler yapabileceğini gösterir.
İçki içildi mi? İçilmedi.
(Grup) Seks yapıldı mı? Yapılmadı.
İnsanların camiye ayakkabıyla girme nedeni ortada mı? Ortada.
Bunlar kişiden kişiye değişiyor mu?
Bana göre camide içki içildi, (grup) seks yapıldı!
Olay sağdan, soldan, merkezden bakmaktan ziyade olanı söylemektir. Aksine ortada içki içildiğine dair kanıt olmadığı halde içki içildi "gerçekliği" demek subjektif bakmaktır.
Özet: Tarafsız olmayı becermek yerine politik doğruculuğu bırakmayı becermeliyiz!
Hâlâ sivil hayata zarar diyorsunuz., hâlâ TV'den izlediklerinizle yorum yapıyorsunuz. Yok önce insanlar şiddet uygulamış da, sonra polisler müdahale etmiş.
Tekrar ediyorum: TV, olayların sadece sonunu gösteriyor, böylece insanların polise saldırdığı algısını yaratmak istiyor. Elbette sosyal ağlar olmasa insanları inandırabilirderdi belki. (İktidarın sosyal ağları sevmemesinin nedeni bu; ana akım medya gibi yönlendiremeyeceklerini biliyorlar.)
"Madem eylemciler haksız, polis orantısız şiddet falan uygulamıyor, olaylar başlar başlamaz kameraları kapatmayıp, 24 saat canlı yayın yapsaydınız, insanlar kimin haklı kimin haksız olduğu görselerdi."
Bakınız bu insanlar olaylar çığrından çıkmadan ağaçların kesilmesini önlemek için önce sadece oturuyor, gece de parka kurdukları çadırlarda uyuyarak eylem yapıyorlar, böylece bir nebze de olsun ağaçların kesilmesini engellemeye çalışıyorlardı. Zaten çok az kişiydiler, çoğu kişi de durumdan haberdar değildi; ancak sonraki günlerde polisin sabahın 5'inde uyuyan insanlara biber gazı sıkarak uyandırması, insanların çadırlarını yakması, daha sonra, yoldan geçenler dahil, herkese biber gazı sıkması üzerine insanlar polis şiddetine karşı akın akın oraya gittiler. Daha sonra da insanlar sosyal ağlarda haberdar olduktan sonra olaylar toplumsal bir eyleme dönüştü.
Kimse esnafı engellemiyor. Lütfet kaynak gösterin. Aksine müşterilerine hakaret eden, Kızılkayalar, Etiler Marmaris vs. ya da eylemcileri polise teslim eden, yanlı haber yapan kurumlar için insanlar boykot çağrısı yapıyor, ki demokratik bir eylemdir. (Tıpkı Koç'u, CNN Int'i, BBC'yi boykot etmek isteyen kesim gibi.)
Cami konusuna gelince onlarca video var camide çekilmiş. Siz sadece görmek istediklerinizi görüp yorumluyorsunuz. Ancak şuna cevap vermiyorsunuz: "Camide içki içilmediği halde neden ısrarla içildiği söyleniyor?" İçildiğine dair tek dayanakları bira kutusu, ki olaylar yatıştıktan sonra koyup çekmek zor değil.
Camide yaşananlara dair birkaç video da ben vereyim:
http://www.youtube.com/watch?v=dq-uz3uCCAc
http://www.youtube.com/watch?v=y_TwN9EihIU
http://www.youtube.com/watch?v=sOmOfb3eT3Q
Verdiğim video kayıtlarına göre insanlık ayıbı vardır. Videodakiler objektif şeylerdir. Videolarda görünenler işin nasıl algılandığı değil; ne olduğu gerçeğidir, olanın görüntüsüdür.
Siz yaşanan insanlık ayıbını, insanların oraya sığınma sebebini, devletin ısrarla içki içildi diye yalan söylediğini görmezden gelip kutsalımız da kutsalımız demekten başka bir şey yapmıyorsunuz.
Ek olarak madem kutsalımız lafını ağzınızdan düşürmüyorsunuz, şunu sormak isterim: Tayyip Erdoğan'ın Gezi Parkı'nda açık alanda cuma namazı ve diğer zamanlar için mescit kurup namaz kılanlara dair söyledikleri ("Güya namaz kılıyorlar") hakkında ne düşünüyorsunuz?
seyfi ...sakin ol..biz senin düşmanın değiliz..ahlakımızın sorgusunu yapacak kişi de sen değilsin..
Ayrıca Türkiye Müslümanlığın yaygın olduğu bir ülke, sadece müslümanların olduğu bir ülke değil....
sen dini istediğin gibi yaşayabilirsin..Diğerleri hakkında hüküm vermek de sana düşmez..
Orada kılınan namaz gösteri amaçlıdır. Namaz başka şeylere alet edilemez edilirse o zaten namaz değildir. Amaç yaptıkları eyleme dini alet etmek ve belirli bir kesime şirin görünmeye çalışmaktır. Kutsaldan anlamayan kutsala yorum yapmasın. Aşağıdaki ilk videoda belirli bir yere istif edilmiş yüzlerce tıbbi yaşam malzemeleri görülmektedir. Bunları kimse babasının hayrı için vermemiştir. Tüm bunlar olacakların daha önceden bilindiği, organize bir eylemin belirtileridir. Olaylar masun insanlar tarafından kendiliğinden çıkmamıştır. Gösterilerde yaralanan masum insanlar olabilir, arada kalmışlar olabilir fakat bu tüm göstericilerin masum olduğunu göstermez. Kendini ateşe atıp ben niye yandım demenin mantığı yoktur. Polis görevini yapmaktadır. Kendisine saldıranlara ve çevreye zarar verenlere zeytin dalı uzatacak değildir.
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir
https://www.youtube.com/watch?v=l0t9Vl-eVF4